mevsim hazandı artık
yağmurlar etkisini artırmıştı gittikçe
akranlarım kalmamıştı sokakta
yapraklarını dökmüştü salkımsöğütler
çeşmelerden şırıl şırıl akan sular
çoktan soğumuştu
çok kısa yolların bile sonuna ulaşamadım
gözümde büyüdü yokuşlar
aşamadım
köprüler kurdum
geçemedim
kanatlar taktım
uçamadım
gemiler yaptım
binemedim
sendeledim
düşmedim
alışmıştım artık düşe kalka yaşamaya
ağır adımlarla
her zamanki yerime gelip oturduğumda
çoktan akşama döndürmüştü
gün yüzünü
dizlerimin üzerine bıraktım titreyen ellerimi
yorgun…hüzün doluydum
tamamlamak isterdim hep eksik kalan bir yanımı
susuzluğumu da açlığımı da
makul derecede giderecek
ateş çukurlarının kenarından uzaklaştıracak
kendi halinde
sade, temiz bir hayattı yaşamak istediğim
her şey tastamam böyleydi
içimden geldiği gibi
ama olmadı
olduramadım bir türlü
bilemediğim sebepler
bildiğim doğruları yedi
yuttu…
mesafeler hep uzadı
her nedense kısaltamadım
hep setler çektim kendi kendime
büyük bir hevesle uyanmaya çalışsam da uyanamadım
kaldıramadım zihnimdeki engelleri
kulak veremedim gönlümün o tatlı tınısına
haydi …diyebilseydim
bambaşka olacaktı her şey
diyemedim…
hep tutsak kaldım…
zihnimden pratiğe dökemediklerim
umup da erişemediklerim
bir muamma olarak kaldı
bir garip yolcu olduğumu bilemedim
ilahi sesi hakkıyla duyumsayamadım
ayaklarımda bir ağırlık varmış gibi
hiç hareket edemedim
hep olduğum yerde saydım, durdum
uçsuz bucaksız yollar varken
çıkmaz sokaklara girdim
bir yerde sabitkadem olmak varken
öteye beriye savruldum
hayal ettiklerim
kocaman bir hata şamarı olarak indi yüzüme
öylesine acı
öylesine pişmanlık dolu
soluk soluğa kaldım
oraya buraya koşturmaktan
nefesim yetmedi bana
cahillik ateşini alevlendirdikçe alevlendirdim
hiç tereddüt etmedim attığım adımlarda
her ne olursa olsun
kesinlikle
ve asla
geriye hiç dönüp bakmadım
yenilgiyi…mağlubiyeti…
aklımın ucundan bile geçirmedim
gözüm pek, ayaklarım sağlamdı
başıma gelenler
hep kendi elimle yaptıklarım yüzündendi
bunu çok iyi biliyordum
incir çekirdeğini doldurmayacak sebepler buldum sonra
elimde kayda değer bir şey kalmadı nihayet
kol kırıldı yen içinde kaldı
kimseye kızmaya
suçluyu orada burada aramaya
gerek yoktu
tek suçlu vardı
o da hep erteleyen
hep sonra diyen
bendim…
çıkmazların tam ortasına
dipsiz kuyulara attım kendi kendimi
hevesim kursağımda
ellerim koynumda kaldı
dünyayı değiştireceğimi sandım
ben değiştim
okyanuslar aşmaya niyetlendim
derelerde boğuldum
hayat yordu
insanlar yordu
ben yoruldum
redfer
(
Yaş Altmış Üç başlıklı yazı
redfer tarafından
27.04.2024 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.