Şu ruhumu sensizlik, bir iblise yem eder,
Melekler eyvah çeker, yokluğunun hüznünde.
Şimşekler çakıyorken, yıldırımlar cem eder,
Bulutlar semah döner, yokluğunun hüznünde...
Er meydanı dediler, sevda canı bağlarken,
Hemde pehlivan gibi, kısbetini yağlarken,
Sırtım yere gelince, kaybım için ağlarken,
Bir meddah siyah giyer, yokluğunun hüznünde...
Çatlamış ellerimi, sürüyorken mestime,
Abdestim ziyan olur, şu lüzumsuz büstüme,
Huşusu kaybedilmiş, bir namazın üstüme,
Vebalin de vah düşer, yokluğunun hüznünde...
Zahiri ilimlerin, karinesiz kaldığı,
Bir dervişin cürretle, batınına daldığı,
En sonunda alimin, saçlarını yolduğu,
Katil aşk silah çeker, yokluğunun hüznünde…
Hasretin büklümün de, her anımı yaşarken,
Kederli bir beste de, seller gibi taşarken,
Gözlerimde damlalar, her nota da coşarken,
Sultan-i yegah döner, yokluğunun hüznünde...
Hayallerimde ismin, yazılırken mahyaya,
Birden düşler bitince, düşüyorken gayyaya,
Sensizliğe kahrımla, yüz çevirip dünyaya,
Şu canım tamah eder, yokluğunun hüznünde…
Aklı ziyan ederek, aşıyorken haddimi,
Yokluğun maraz olup, yıkıyorken bendimi,
İlmimi de kaybedip, unutunca kendimi,
Fehmimi agâh sorar, yokluğunun hüznünde…
Çıkıp delirmiş gibi, karlı bir dağ başına,
Kalbimde defnettiğim, varıp mezar taşına,
Senin için döktüğüm, gözlerimin yaşına,
Sövdüğüm günah derler,yokluğunun hüznünde…