Sanrılı Şiir


I -

çatısı akan gökten sızıyordu sanırım
tanrının gözyaşları,
zaten
bir tutam duanın karşılığı da
bir avuç çaresizlik olmalıydı
yada
olmaması gereken ne varsa
avuçlarımdaki damlalardaydı...
yukarıda işleyiş aksadı diyordu
bir kaç kalantor melek
cennetin anahtarı kayıptı gelen istihbaratta ,
Araf mahşer yerine dönmüştü
ama yine de
büyüklüğüne inanıyordum tanrının
ben
galiba
sanırım...

II - 
yırtığı büyüyordu yama yaptığımız kalplerimizin ;
gök 
yırtmacını açıyordu umarsızca
ve hâlâ
yokluğun tanrının en büyük ayıbıydı...
yine de
ne benim aşkım kadar büyük
ne de
senin sevgin kadar 
hiçlikti azameti yaratıcının..
anlatmak zor olacaktı sana biliyorum
varlığı yada hiçliği kadar
net değildi içindeki tereddütlerin, 
gerçi
her halükarda inanmıyordun işte
sen 
galiba
sanırım

III -
bir bedel ödenecekti elbet, 
unutulan bir kaç şiir
mecburdan ikmale kalmış bir sensizlik
yazılmayan MISRA’lar
notası ezberimdeki BESTE’ler
ve sen !
diyetiydiniz sanırım
geçkin bir aşka düşmenin...
aslında
ihtişamının intikamıymış bu yaşananlar,
-billahi doğru söylüyorum-
o yüzdenmiş 
üstüme yağdırdığı bunca azap ;
dedim ya
bir kaç meleğin yalancısıyım ben
doğuramadığın bir kızı kıskanmış,
o
galiba 
sanırım....


İkibinyirmiüç’ün Mayıs’ı
İstanbul
( Sanrılı Şiir başlıklı yazı Erkut Durmuş tarafından 20.05.2024 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.
 

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu