Bilinmezin en bilindik neşri:

Nasırlı yüreklerin kisvesi.

Öznesi renk özlemi gök gövdesi reçine göğsünde saklı güneşi…

Ve işte boca edilesi siyahi bir rüzgâr iken

Aşkın külfeti

Horon tepen düşlerin tekil hanesi ve öznesi

 

İstifli idi evren ve istikrarsız

İsyankârdı iblis nasıl da pervasız

Pervazında ömrün

Piyadesi ölümün

Pişekâr sevinçlerin izbesi

Pişmiş tavuk ya da pişkin mizaç

Renklerin duayeni iken beyaz

Belki de en doyuran yemek iken piyaz

Ekmeğin kırıntısı dahi yeterken doymaya

Doymak bilmedi insan

Devran durmak bilmedi

Dengi olmayan sevdaların nesli

Tükenmek bilmedi

 

Kalemin de sürgün edildiği

O hazin dolu coğrafya

Ve şair kıtalar aştı

Ve şair diz(e)lerine tırmandı

Diz boyu dize boyu dere boyu

Yosun tutulası ufku

Nadir sevilen utku

Nazenin umudunsa rotası

Çizmeyi aşsa ne ki

Şairin yalanla kesişmedi mi de mizacı

 

Hayaldi yazdıkları bakaya kalan

Gövde gösterisi

Rüzgârın aşındırdığı

Tarhı tarlası yalnızlığın

Çamura bansa ne ki kalemi?

Elbet güneşti güneş ışıyan rengi

Üşüten teni

Üzengisi tininde saklı bir yergi

Belki de yangı belki de yankı

Zuhur eden o teselli

Tespiti zor olsa bile ölümün

Tevazu yüklü ömrün

Nice öyküye tekabül ettiği

 

Devre arası günün

Deşilen yaralar

Ara vermediği kadar

Şairin yamalı yüreğinde cenk eden delici rüzgâr

Nazenin

Bazense hoyrat

Naftalin dolu mazide saklı ne çok hatırat

Ve de hatırına sevdiklerinin

Şairin

Dinmek bilmeyen mücadelesi

Kaçkın ve bıçkın bir delikanlı da değilken cüssesi

Ve ruhunu örten cübbesi

 

Hem aşikâr

Hem pişekar

Pişkin iken beşer

Pas vermeden kör noktayı teğet geçer

Hem ölüm

Hem doğum

Siperinde saklı sürgün

Edildiği ne çok revnak duygu

Ve ıssızlık

İdamesi evrenin

İhbar ettiği ziynetin

Ganimet bildiği sevginin

Hem uzamında

Hem başucunda

Sondan başa sayan bir merhale

Gök kubbenin tasfiye ettiği

Yerin dibine sokulsa ne ki ne?

 

Sayamadığı kadar onca imge

Bir reverans

Bir referans

Buğrası sözcüklerin yakılası gemiler

Yâd edilesi dün

Yareni varsın olsun

Ölgün gün

Arda kalan hüzün

Öykündüğü o mertebe ki

Sırnaşık hüzün beşi bir yerde

Duygular tüneyen

Tutkusu ansızın dinen

 

Türevi kalem şairin

Tünediği gök kubbe

Tüketildiği kadar

Türettiği ne çok kelime

Hem ihmalkâr hem müptelası

Coşkunun sür git nüansı

Yerde değil gökte ararken umudu

Haznesinde saklı hazine

Bir ganimet bulmuşçasına

Sevginin de dokunuldu mu bam teline

Ne de olsa ölümdü

Arz edildiği kadar talep bulmasa da

Aşikâr…

 

 


( Yerde Değil Gökte Ararken Umudu... başlıklı yazı GÜLÜMM tarafından 29.05.2024 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.
 

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu