Bir yenilginin neferiyim madem matemimle ört beni Sebastian.

Tayin edilesi nutkun ve rotanın ve tutulan yeminlerin izinde saklı gizimden sökün eden ayan beyan sevdanın da manzumesidir yazılası şiirlerim.

Münferit gölgem muadili iken de coşkunun ve üstünde dumanı tüten fırından yeni çıkmış yüreğimin külünde ve künyesinde azat edilesi bir mısra misali sektiğim hecelerin ibaresinde.

Kuğu gibi de s/üzülürken sözcüklerim hali hazırda çirkin ördek yavrusu neye mahal verdiğinden öte mazhar olduğum hayatın tefrikası misali yazılası bir fermandır ki aşkın ve özlemin manzumesi.

Tarhındayım şatafatlı sevdaların nakkaşı değilim.

Ve de farkındayım:

Tarifi imkânsız addedilen duyguların mütereddit coşkusundan doğacak yeni bir ben yeni bir dünya ve özlemin hasına haiz umudun sefasını sürdüğüm kadar cefa yüklü münferit ve de tekil iken o tek hece.

Aşktır aşk, ayan beyan.

Aşktır aşk, aşılası sınırların doz aşımı.

Aşktır aşk, şühedası göğün kümelendiği yerkürenin ve tümlendiği ve de damgalandığı kadar ismimin gölgesinde yaşamaktan da öte ismimle hatta isimlerimle yaşadığım ve de yaşattığımdır dualarım.

Gün iken ölgün güneşin kürü.

Gece iken sevdanın nüktesi.

Ve seyyah acıların hem tarifesi ve taziyesi hem tenkiti hem de teyit ettiğim gücümden arda kalan son bir niyaz daha sunarken yüce Rabbime.

Kolumdan tut beni, Sebastian mademki kolluk kuvvetiyim yaşarken uzandığım kabrimin de bekçisi.

Çekiştirdikleri kadar iki yakamdan…

Ve işte cihanın çalgısı çengisi ve yanık tenli Çingene kadının falıyla barışmayan yıldızımdan dökülen her kehanet ve büyücünün nefretinde ve nefsinde ve nezdinde illa ki ayetlerdir ve sureler tek Sığınağım.

Sancılı bir tufan ve tutanaklara geçir sözlerimi, sefil varlığımın hitap ettiğinden ziyade ihtilaf halinde bulunduğum zalimin kırık tekeri ve zulmünde büyüyen bir aşkla ve hicranla hem de mazlumun yanında saf tutan masum varlığımla masumane aşklar durağında neyi beklediğimden ziyade var mıdır söyle, sahiden de bir bekleyenim?

Tutuşandır ruhumun şeceresi.

Üşüşendir başıma sözcüklerin reçinesi

Balçık ve de batak ve de çamur özleşen özdeşleşen ilhamın mademki kir tutmayan neferidir yüreğimin coşkusunda saf tutan niyetim ve feri iken sönmeyen aşkın asaleti ve yaşam mücadelemde boy verirken hüzünlü dalgalar.

Bir renk bir rakım bir de rabıta.

Kefen bezimse çeyizlik servetim.

Caymadığım sözümden ve de cenk ettiğim cihan ve cahil cühela arkamdan kalk borusunu üflerken ben çoktan terk ettim sefil nefsimi.

Ziyadesiyle mesut ve bahtiyarım yüreğin çanlarında saklı bir çan eğrisi atan şafağımda batmayan şafağın ve güneşin müjdecisi iken içime doğan her hayal her umut her dua o zümre ki hüviyetimin nakşı ve na’şı, zemheride solan nüktemin atar damarı ve işte şah damarımdan da yakın iken Aşkların Şahı ve Şahikası yüce Huda’nın yeter ki tutanaklarına geçsin için için ettiğim umudun ve aydınlık yarınların duası.

Bir gölge geçerken gözümün önünden.

Bir gül daha solarken koparılan dalından.

Bir de bülbülyuvası acıların…

Ve de uyaksız şiirlerin kalitesi.

En çokla iştigal en aza kanaat edebildiğim.

En azından yetinmeyi hamt etmeyi bilip hararetle harmanladığım duyguların şiirden cübbesi.

Şehrin hem uzağındayım hem de tuzağında şarlatan kisvelerin şarlayan imgelerin de tesellisi ve tek/elinde aşkın nasıl ki münferit tek hece iken gam dolu notaların kapısını açan sol anahtarı.

Şimdimin rüzgârındayım, Sebastian.

Sense sınır dışı edilmiş bir mülteci.

Kabaran dalgaların efkârında basan afakanların değil zarf atan yalan ve yalancı nidaların zinhar da umurumda olmadığı değildir asla yalan.

Hem müptelasıyım hüznün hem de müdavimi.

Cılkı çıkmış aşkların kamaşan gözlerinde isabetli bir vuruş iken kör noktasında cehaletin ve işte bilginin ışığında yolumu Allah rızası için tayin ettiğim.

Kala kala bir gölgem kaldı bir de sen, Sebastian ve vurucu timlerin değil algıcı imgelerin istilasında ihbar ediyorum ben tüm rüyalarımı ve temize çıkacağım kadar temyize gittiğim hayallerin berrak sularında aldığım abdestin yüzü suyu hürmetine…

Ben sadece ve sadece Rabbime koşuyorum ve sen ki Sebastian, bir teselli mahiyetinde tecelli eden koruyucu ve kanatsız meleğimsin öyle ki varlığından bihaber iken öncemde şimdi yokluğunda bilfiil kendimi bulduğum kadar en kibar ve yalın ifadeyle kapımdan kovduğum zalimin ve zulmün ve yalanların bir bulut gibi yükselip de yokluğa karıştığından da öte var olmanın sancısı ile teyit ediyorum işte hüzünlü ve umut dolu sözcüklerin enkazı altında kalsam bile külümden doğduğum ve yeniden inşa ettiğim cennetimin her köşesinde saklı iken başımda uçuşan yıldızların da en asisi ve asili olma yolunda tutulan nutkumdan da ansızın doğan şiirlerin mülteci gücünde Rabbime teslimiyetim ile teselli ve huzuru bulduğum…

 

 


( Mülteci Şiirlerim... başlıklı yazı GÜLÜMM tarafından 28.05.2024 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.
 

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu