Hoş Bir Bad-ı Sabaydı Rüzgar
*
*
*

rüzgar her vakit eserken yeryüzünde 
sıkıntıdan bunalan dünyaya inşirah verendi 
aslında hatırlatandı 
her zorluktan sonra bir kolaylık olduğunu 
ve Rabbinin bir nefes kadar yakınında olduğunu

sonsuzluğa giden bir başlangıçtı
Hayy esmasının tecelli etmesiydi
Rabbinin kuluna emanetiydi
ruh nefesti
ve nefes
hissetmekti yaşadığını 

bilmekti alınan ilk nefesle 
hayat yolculuğunun başladığını 
ve verilen her nefesle de sona yaklaşıldığını
her nefes ebede doğru bir yoldu 
sonun içinde sonsuzluğa açılan kapıydı 
ceset olmaktan çıkarmaktı bedeni
can olmaktı

can katmaktı ilk nefeste bedene… 
canlı kılmaktı tüm kainatı
nefesteydi can 
canlılık ve hayat 
ve canlılıktı hayatın gayesi

kupkuru bir çamurdu beden
noksan… hissiz… nefessiz… 
bir gayptı ruh 
alem-i emirden gelen
mekanı olmayan… 
bir soluktu bedende 

dünyaya can veren rüzgardı 
havayı nefese
nefesi canlılığa dönüştürendi rüzgar
Rabbin muhyi sıfatıyla yeryüzüne hayat bahşedendi 
Rahmanın sonsuz rahmetiydi
hayatı var edendi 
ve yaşamı mümkün kılandı

müjdeler verendi susuzluktan kurumuş topraklara 
su zerrelerini bulutlara yükleyerek 
ölü bir beldeye sürükleyendi 
karanlıklar içinde bunalan kainata ferahlık verendi
oluşan rahmet damlalarıyla 
içindeki hazineleri gösterendi
küçücük tohumların 

ölümden sonraki dirilmeyi 
hatırlatandı nisyanda olan biz insanlara 
bir lütuftu rüzgar… 
uçsuz bucaksız diyarlardan kokular getirerek 
insanoğluna güzellikler sunan
getirdiği kokularla yüreğimize sevinç veren 
huzurdu 

cennetin kokusuydu belki de 
rüzgarlarla birlikte gelip göğsümüzü genişleten… 
her lahza hissettirerek serinliğini 
hatırlatmaktı Rabbinin sonsuz varlığını

Rabbine el açıp dua eden Süleyman’ın 
emrindeki hikmetti rüzgar
duanın Rahmanın katında kabul oluşuydu
rızasını talep edince 
Rabbi tarafından verilen vesile-i rahmetti 
Ve Allah’ın kudretiyle beldeden beldeye dolaşarak 
içinde nimetler yaratan bir bereketti
bir serinlikti rüzgar

sonra ateş ve nemrut
ateşte ki ibrahime selametti 
Rabbi Rahim'den emirdi
“Kulnâ yâ nâru 
kûnî berden ve selâmen
 alâ ibrahîm”
derin kuyuda yusufa
gaib olmayan şahit
uzak olmayan yakın
mağlup olmayan galipti 

rüzgar rızıktı… 
el açıp dua eden nasırlaşmış ellere 
rahmeti bekleyenlerin gözlerindeki sevinçti
muazzam bir davetti dağlardan denizlere
vadilerden ovalara
feraha eriştirendi toza toprağa bürünmüş ruhumuzu 
sonsuz bir genişlikti rüzgar

hissetmemizi sağladı 
görmemizin mümkün olmadığı havayı 
dokundu gözlerimize, ellerimize, bedenimize
bir mucizeydi 
kainatın nefes alıp vermesini sağlayan 
uzaklardan gelen ağlayan bir sesti rüzgar

baharda kuş seslerinin dallarda oluşturduğu 
eşsiz senfoniyi duyurdu 
yerler bembeyaz kesildiğinde soğuğun habercisiydi
güzelliğe hasret kulaklarımıza  sevgiyi, mutluluğu getirdi 
kimi vakit hüznün sesi 
acının çığlığıydı 
kimi vakit de günahlarımızdan af dilediğimiz soluk 
gözyaşımızı ötelere taşıyan bir hüzünlü sedaydı 

seher vakti 
açılan pencerelerle evimize dolan 
hoş bir bad-ı sabaydı rüzgar 

yeryüzünün sükunete erdiği bir anda 
latif bir esintiyle kainata seslenen 
hayata uyandıran tüm canlıları
bu vakitte 
Mevla’ya açılan ellerdeki büyük boşluğa 
gelen esintiyle rahmet kondurdu
bilinir ki seher yeliyle 
gaflet uykusundan uyanıp 
Rabb’e açılan ellerdir 
mağfiret edilip affedilen

ayrılık acısıyla ahu figan eden yakuba 
yusufunun kokusunu duyuran bad-ı saba 
aslında bir elçidir uzak diyarlardan haber getiren 
özlemi dile getirip vuslatı bekleyerek 
seher yelini beyitlere nakşedip
selamı ulaştırandır mukaddes topraklara

sevinçle üzüntünün, mutlulukla hüznün, iyi ile kötünün 
bir arada bulunduğu dünyada 
bazen bir fırtınaydı canlılığı bitiren
yakıcı bir ateşti rüzgar
ağaçları sarartıp yok eden
bazen de kavimleri yok eden 
bunaltıcı ,kupkuru bir rüzgar 
azap verici bir uğultuydu

şeytan ve adem
havva ve cennet
hüsuf ve kusüf…
kazanma ve kaybetmeydi
yakarış ve niyazdı
abu hayattı rüzgar

rüzgar her haliyle sonsuzluktu… 
beka alemine gurbeti anlatırdı rüzgarın esmesiyle 
ses vermeye başlayan kamışlar 
koparılıp da ayrılınca sazlığından 
hasretle inlemeye başlayıp vuslatı beklerdi
üfürülünce çıkan hu sesiydi

hu, ses vermekti 
hu bedene can
ruha ferman demekti
Rahmandan esen nefes demekti hu
ilahi bir rüzgardı hu


redfer
( Hoş Bir Bad-ı Sabaydı Rüzgar başlıklı yazı redfer tarafından 6.06.2024 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.
 

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu