Nabız
Her şeyin yarım bırakıldığı bir şehirde
Yarım bırakmadın beni
4 yıl geçti, dört bin yıl, dört milyon yıl
Zaman üstüne zimmetli
Kaybetmezsin bir günümü bile
Bir gülüşümü bile kaybetmezsin.
Orta doğu'da bir mağarada beni görürsün
Uzak doğuda ağaçların hışırtısında da
Nesil tükenmez kalemdir çantanda
Yazgım, ne gelirse gelsin, çizgilerin tuvalde.
Küsmem suya, çünkü ellerim hep kirlenecek
Suyum, çünkü hep ellerinde yaşayacağım.
Kavga yeri değil gölgenin düştüğü yerler,
Sofra yeri, bereketli,
Tövbelerimi aldım geldim,
Ekmeğimi aldım geldim, yanındayım.
Güneş senin yanında
gökyüzünde sarı bir hayal kırıklığı
hep ısıttığını sanır
nefesin tenimde yangın,
sesin güneşim, ruhun ışığım.
Yalnız bırakmazsın, kendim çölde vaha
İsmim beş harften öte değil
Kapılar açıldığında manzara sen
Kötü ne kadarsa, hepsi terk edilmiş tezgahlarda
Dünyada olmak delilik gözlerin olmadıktan sonra,
yaşamayı kabullenmek ahmaklık
Sen istemedikten sonra.
Hiç ölmedim, sen geldikten sonra
Sana söyleyemediklerim
Bazen korku, bazen utanma o kadar
Cesaret tamam sen olduktan sonra
Yok edebilirim evreni, kalbim hazır
Özgür eller, umarsız resimler
Erken başlayan ve platonik mesailer içeren
terimleri bilinmeyen aşk
aksanı bozuk, parasız
ve sevgi için çok bir özlem.
Hiç ölmedim, sen geldikten sonra.
Hiç ölmeyeceğim, sen geldikten sonra.
(
Nabız başlıklı yazı
sedat-kaygusuz tarafından
28.06.2024 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.