Kim Bilir Kaçıncı Bahar...





 

Her düş bir aldatı adeta

Bense yollara düşmüş bir berduş, aşkına,

Köle diyarlarda

Yarım ağız sevenlerin ardışık düşleri

Mübalağa etmeden sevdiğim kadara

Vakıfım ve aklımın kopuk iplerinde saklı zemheri

Bir mayın tarlasıdır içimde saklı dehliz

Ezkaza ölmekle hemhal sözcükler pervasız

Söylemler adeta bir enkaz

İmha etmek adına zulmü

Mazlum yüreğimin kanatları

Kanar nasıl da anar şüheda maziyi

Gök gözlerinde annemin fısıltılar ve gölgeler oynaşır

Her ekin vakti

Yola düşüp de içtimada geçen ömrü

Sakit kılsın diye Huda

İstişare ettiğim yalnızlığıma

Pürü pak misafirler eşlik eder

İsmi olsa ne ki olmasa ne?

Ziyadesiyle bahtiyar

Sancılarımı ihbar

Ettiğimden de öte sanrı dolu yerkürenin

İhtimal dâhilinde

Tükenişlerini yazar kalemim

Azar azar eksildiğim

Çokça eklenirken zillerim ve zincirlerime halkalar

Meskeni ve zamanı ve mekânı olmayan

Ruhlar ağırlarım satırların çetelesine sakladığım

Yalnızlığım ak saçlı aksakallı dervişine isyanım:

Yâdındayım mademki ömrün

Yârim bildiğim kalemim saklıdır

Cebi olmasa da kefenimin

Cebbar gölgeleri ihbarımdır

Ardı ardına geçen hükümlerin hükümranlığında evrenin

 

 

Zemheri: solgun bir akit adeta ılık yüreğin temenni ettiğinden öte:

Ötesi berisi hayallerin ve ince uçlu kalem, kimyamda eksik ne var ne yok, deşifre ettiğim bir minval tüfeğin ucunda seken kör kurşun uleması sevginin ve yalnızlığın tarhında bir resmigeçit efkârın da bam telinde balyalarca hüzün dalya diyeceğim bir ömrüm olacak mıdır sahi benim?

Beylik düzen.

Beyhude geçmişim.

Payidar kılınacak mademki atim:

Ön sözümle güne başlayıp son sözü sadece şiire serdim hani olur da her şeyimin hiçlik kuvvetinde ve hiçliğimin meczup düşlerinde ansızın geçen bir sekant bir asra bedel o bekleyiş, aklın ırgat yalnızlığında top yekun göç eden duygu seli bazen köpüren denizin bazen suskun yüreğin bazense gel-geç aşklara meyyal zirzop benliklerin ne beden gücüdür izahı olan ne de bertaraf edilen bir günün ardından takılı kaldığım kadar ruhumun feragat ettiği hüzün ertesi sezilerime esir düştüğüm.

Zambaklar açmadan solan.

Ruhumsa ölmeden Araf’a konan.

Derdest edilmiş bir hecenin inhisarında isyan bayrağını çeken yalnızlığımın sökük hırkasına eşlik ederken o kopuk düğme ve ben tüm saygımla ilikleyip de önüme ılık ılık akan kanıma bandığım kadar kalemim mürekkebini bir fasıldan diğerine göçerim.

Zemheridir ihmal ettiğim içimdeki çocuğun ölü bedenine yaraşır…

Zinhar da yalandır külliyemde çıkan yangın.

Mensubu olduğum evrenin kat izinden feragat edip kat ettiğim yollara da katık ettiğim düşlerim ve imtiyaz sahibi kimse gelsin bulsun ve çözsün beni çömeldiğim dizelerimin yangınına bir avuç su da o atsın sönmekle iştigal şu iç sesimin neferi iken ölümcül güdülerim ve asla yetinmediğim yirmi dokuz harfin her birine de eklensin hani dünde kalan hayali kelimelerim.

Bir renkten süzülen o ton; bir rakım bildiğim ulaşmayı ertelediğim gecenin şafağında saklı şakayıklar misali semiren gönlüme de kimse pay vermeyen ve iflah olmaz gölgelerin oynaşı olmadığım kadar itibar görmekte iken koruyucu meleklerimin önderliğinde yıkılmaz bir kaleye ev sahipliği yapan kalender kalemim.

Dilimde bir intihar şarkısı ve elimde sol anahtarı sağdıcım iken tutukluk yapan tabancam ve tarifsiz duyguların kımıltısında hezeyan yüklendiğim çökecekken ayağımı bastığım yer belki de abandığım yalnızlık akışına bıraksam ne ki hayatın ne ki bakaya kalsa ruhumdaki rüzgâr ve işte deşilesi bir yara, yamalı miladın da miadının dolduğu suskun bir fani süslü bir mizaç da değil asla varsa yoksa yıkılmayan tabuları yalnızlığın.

Eylemlerin firari güdüsü ve aşk iken inhisarında kaldığım yaman duyguların ve bu yaman aşkın yaşadığı yaşattığı kim bilir kaçıncı baharın tesiri altındayım tıpkı şairin de dediği gibi:

‘’hissizlik, dizlerimden gözlerime kadar,

canı olmayan gölge gibiyim.

dilimde bir intihar şarkısı,

zamanın nâfile bir yerindeyim.’’(Alıntı)

 


( Kim Bilir Kaçıncı Bahar... başlıklı yazı GÜLÜMM tarafından 30.06.2024 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.
 

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu