Fazla düşünmeye gerek yok nohut,kuru fasulye,bulgur,keşkek,mercimek,ısbanak ve makarna  sofralarımızın sultanlarıdır.Çocukluğumuzdan beri  bu sultanları öyle sevmişizdir ki,nereye gidersek gidelim ne yersek yiyelim gözlerimiz hep onları arar olmuştur."Kimse benim  annem gibi mercimek çorbası yapamaz."
"Kuru fasulye pişirme konusunda kimse annemin eline su dökemez."
"Benim annem öyle bir nohut yapar ki parmaklarınızı yersiniz."diyerek övündüğümüz çok olmuştur arkadaşlar arasında.
Sofranın sultanları olur da sadrazamları olmaz mı,var elbet: turşu,soğan,patetes,reçel,pekmez,hoşaf ve ayran,yaz kış sofralarımızda yerlerini alırlardı.

Saray soframızda ne sultanlar eksik olurdu ne sadrazamlar,eskiden ağız tadı vardı,yediklerimizin içtiklerimizin ayrı bir tadı vardı ve en önemlisi bu kadar hastalıklar yoktu çünkü hepsini kendimiz yetiştirirdik.
Zahmet demek bereket demekti.
Emek demek ekmek demekti.
Üç beyaz(un,şeker,tuz) asıl besin kaynağımızdı,bir dilim ekmeği ıslatıp üzerine yarım avuç toz şeker atar ya da bir çorba kaşığı salçayı ekmeğe sürüp yerdik.

"Neden  eskisi gibi tat vermiyorsunuz?"diyorum.
"Beni yerimden yurdumdan ayırdınız,"diyor ve ekliyor:
"Şeklim aynı olsa da özüm aynı değil çünkü  gıda teröristleri beni değnek olarak kullanıyor."

( Sofralarımızın Sultanları başlıklı yazı berberce tarafından 1.07.2024 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.
 

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu