Kolay Değil Artık Gülümsemekten Vazgeçmek


her türkü kavgadan ve sevdadan ve acıdan ibaretmiş
doğarken öğrendik 
kısık sesle orhan dönerken pikapta 
kalın seslerimizle ozan arif söyledik
en yabancı nefesleri kardeşten sayıp
can kulağımızdan el vererek dinledik
berbat öfkemizin hiddetinden,
hiçbir plak kırılmadı ki orta yerinden
çiçekler aynı çiçek, hiç değişmedi

birkaç mısra geçmiş vakitlerden 
hücrende güller açıldı, gülistanların bahar kokulu yediveren
bahçe düşlerine dağıldı mevsimlerin, sevgiline güller dererken
ve diyelim bir tomurcuğun açılmamış yakasına uzattın elini de
dikenler parçaladı yüreğini, 
kan sıçradı duvarına çentik atarken

ranzada ölüm kokusu, 
yüksek karargahlarda gardiyanlar, molasında çılgın kahkahaların
sen altına bin imza atıyorsun, bir işkencede yazdığın destanların
ve diyelim soluksuz kaldın, ciğerlerini rutubet yedi zindanlarda
ama direndikçe duvarı direniyor hala, beynine örülü inançların.
bu da gitti dayanamadı, 
sıradaki gelsin dedi tabutluk karanlığı

son savaştan bu yana ilk kez ekmek, gene düşmüş karaborsaya
tezgah altında sıralı kadınlar, çocuklar açlığa körebe sokaklarda
ama duyuyor musun hiçbir ses, ses vermiyor bu kıyamet gününde
ne bir siren ne de bir ağıt, gök gürlemesi gökyüzünde hani nerede
diller mi tükendi bu sessizlik ondan, yoksa sağır mı olduk hepimiz
hangi kuşun kanadına saklandı, bir ağızdan söylenen türkülerimiz

yeni moda şairler elbette beni pek anlayamayacak
çünkü aramızda o kadar mesafe var ki 
bir bakıma yüzyıllar geçmiş gibi
zevklerimiz çok farklı
telakilerimiz çok değişik
bizim klasiklerimizi gençler dinleyemedi, 
anlayamadı
dili ağır geldi 
belki de biz anlatamadık 
belki de birileri unutturmayı başardı

var olmasına var da hep ömrü kısa kalıyor 
aynı zamanda gönüllerde de yer etmiyor 
kanaatimce güftenin de bestenin de bir hikayesi yok 
yazılmış olmak için yazılan şiire 
bir beste giydirilmiş olmalı ki iğreti kalıyor
her dinleyişte farklı bir lezzet sunan eski şarkılara benzemiyor
alel acele ayaküstü atıştırıp 
bir şeyler yemiş olmak mesabesinde tıpkı

eski şiirler ,eski besteler 
mükellef bir sofrada romantik bir havada 
bir birinden farklı lezzetler sunan bir yalı lokantasını andırıyor
denizin rengini ahengini vaktin
musikisiyle dostlar meclisinde ziyafet ortamının şevkini sunuyor

sana dün bir tepeden baktım aziz istanbul,
ya da boğaziçi şen gönüller yatağı,
belki de  gidelim göksuya bir alemi ab eyleyelim
benzeri şarkılar peş peşe devam ederken 
şüphesiz meclis şenlikli olacak
dinleyenler ufak ufak iştirak edecektir şarkılara

kim bilir belki de 
yahya kemalin mısraları dizilecek gönlümüze
veya necip fazılın şiiri kuşatacak zamanı
faruk nafizin sesi denizin dalgalarını okşayarak girecek devreye

biliyoruz, zaman çok hızlı akıp gidecek 
farkına varmayacağız havanın karardığının
kolay değildir artık gülümsemekten vazgeçerek uyanmak bu rüyadan
yaşamak, sapanda kuşun, oltada balığın, kör baltada ağaç dalının acısıdır
fırsatını bulursak başlarını okşayıp, 
onlara koro halinde türkü söylemesini de öğreteceğiz


redfer

( Kolay Değil Artık Gülümsemekten Vazgeçmek başlıklı yazı redfer tarafından 5.07.2024 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.
 

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu