Hatırlamaya Değen Şeyler


vaktin geçişinin de bir anlamlı olmalı
yoksa o parçalar arasında 
anlamsız bir sele kapılıp sürükleniriz

mevsimler akar
baharın cıvıltısı yazın canlılığına döner 
yazın sonu güzün hüznünü bekler
güz susar
kış konuşmaya başlar
yıllar sıra sıra gelip geçer

gitmek için koyulduğumuz yol
sarp yokuş
hatırlarız ki 
hatırlamaya değen şeyler
kalbin sıcağıyla vurur damağa
başlar sohbet-i canan

zaman olur ki
solunan sadece kentin derinliği değildir
en saf ürperişlerin girdabına takılan muhayyile 
kendini kendimizin ertesinde gizli tutar
sokakları yağmur kokan kentin bir aralığında
akşamlar aniden bastırmaya başlar
capcanlı belirir karşımızda 

telvesi… ölüm gibi 
damağımızda bir memnuniyet huzuru
neredeyse razı olacakken 
yok deriz artık
yok dahası 
başkası olmalı 

yağmurun anlattıkları herkese göre değildir
kemale eren vakit sökün eder artık
anlaşılmalı ki yaz geçer ve güze girilmiştir
arkasında hüzün ve kaybolan adresler 
sökün eder mazisi olanca tebessümüyle

güz bir yitişin adı olur 
kazanır sırça dokunuşların rimelli sökün edinişlerini
paydos eder gece bekçilerinin en sık çalan ıslıkları
sonrası güzdür 
bizi kaybolmaya çağıran yağmurlar yağar sessizce
heyhat ki zaman çok tehlikeli bir yoldur
düşer ve kayboluruz

güzün içinde yitik kalırız
nihayetsiz duraksamalardan alırız nasibimizi
yutkunup yepyeni bir bahar düşü kurarız
sarsıcı ağırlık altından ezilmeden 
saçları eylüllerle tarananlardan oluruz 
kalıba dökülemeyen düşler kümesi 
ince ince yağar üzerimize
bir çok yağmur kuşu içimizin yangınına dokunur
evvel zamanın içinden

çıkartırız içimizdeki aşk yüklü çekirdeği 
dünya hayatı gibi
bir seferde bir kere içeriz
bir kereliğine hararetli bir kavuşmadır o
sıcacık başlar sevdası
kekre biter 
buruk hatıralar bırakır dilimizde
gönlümüzde

havanlarda öğütülüp un ufak edilsin ki 
suyuna gitsin alemin de 
pişsin şöyle cezvede en güzel kıvamda bir kahve 
tadı gelsin
adı gelsin 
değsin damağa
dilden dile izini bıraksın

köpüğünün
dudak ucuna yanaşması
herkesin nasibi değildir öyle
hem içimizi ısıtır 
hem içilenin sıcaklığını korur

anlarız ki bu dünya topraktan kahve fincanı 
sonra hasbi dostlar dökülür fincanımıza
sımsıcak dostluklar pişiririz
o hoş samimiyet aşağılardan çekip alır bizi
bir anlamlı yükselişe gireriz
sen buraya kalmaya gelmedin der gibi
buradan geçiyorsun sadece

o vakit güz sarsıntıları 
göz açıp kapamadan geçince göreceğiz ki 
bir güz akşamı dönüp dolaşıp 
eylül bahçelerinden geçmekteyiz
şimdi soluklanmaya ihtiyacımız var 
çünkü yağmurlardayız 
heyecan rüzgarları üstümüzde 

harfleri cümlelerin yuvasında
kelimelerin evinde birbirine aşina 
harften harfe geçişin 
cümleden cümleye bağlanışın anlamları arasında 
bir sayfanın diğerine söyleyeceği  ne çok şey var
sabahın ardında
akşamın eşiğinde 
gecenin kollarında ölmeye yatar güz mevsimi

kalbimizi adımlar dakikalar 
varoluşun nabzını doldurur gelip gidişlerimiz
visalin ve firakın 
isyanın ve teslimiyetin
tepeleri arasında yeniden inşa ediliriz 
yeniden var edilir 
var edildiğimizi yeniden hatırlarız

eylül kokusu vurur bizi
gam ateşi salınır yanık gönlümüze 
ateşimize su serpecek 
bir ikindi bulutu bekleriz
kaybolmayan ümitlerde


redfer
( Hatırlamaya Değen Şeyler başlıklı yazı redfer tarafından 11.09.2024 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.
 

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu