Sabahın Sessizliği

hadi şansımız yaver gitti 
şiir hevesimiz ağzına kadar dolu mürekkep hokkası gibi 
kendine akacak yer arıyor
görünüşe göre her şeyimiz hazır
geriye sayfalara doğru atımızı mahmuzlamak kalıyor

acaba hala bir şeyi unutmuş olabilir miyiz 
en önemli şeyi
bu şiirin öznesi kim olacak
şairler böyle bir kimliğe pekte  ihtiyaç duymazlar
onlar kendi yüreklerini ortaya koyarlar 
hatasıyla sevabıyla şiirdeki şahsiyet
şairin kendisine aittir
hep aynı duyarlılığa
hep aynı biçimsel tavra 
hep aynı cümle yapısına sımsıkı bağlı kalırlar

daha derin bir duyuş 
daha estetik bir zevk sahibi olabileceği fikrini 
aklından çıkarmaz 
bilincin labirentlerinde gezinmek 
karşılaştırmalar yapmak 
her şeyi ayan etmek 
akla ziyan duyguları dile getirmek için
bir şairin o en ahenkli sesi bulması 
dünyanın en meşakkatli işlerinden biridir

devasa bir  ruhsal iklimde 
kendini beğendirmek isteyen bir öğrenci gibi gezinir
o kainattan ürkmemek gerekir
en derin keşifler o büyük dünyada gerçekleşir 
hem hayranlık duymak 
hem o yolda yürümek
hem kendini inşa faaliyetine koyulmak 
o menzilde inkişaf eder
babacan mı  öfkeli mi 
şakacı mı şaşkın mı
romantik mi akılcı mı
bazen  kendiliğinden  bir yerde durur
sessizliğin askıya alındığı yerde 

şiir sanatkarları bu sessizliğe aşıklar
bu sessizliğe tutkunlar 
ama şair, her sabah alır abdestini 
alır ince hırkasını atar omzuna 
bürünür sessizliğin tenine
tan ağarmadan çıkar evinden 
tesbih eden bir kalple yürür mabedine
şehrin  tüm beldelerinde onun yakarıları işitilir

yaşamda bir kez bile yeniden kurulabilen 
bir hayaliniz olmamışsa
hiç aldanmamışsanız
hep haklıysanız ya da
şiir tıpkı bir yangın gibi gelir bulur sizi

üzerinde ince dumanların tüttüğü küle dönmüş bir köy gibi 
kalakalırsınız oracıkta 
mutlu bir yaşamın çoktan geçmişte kaldığını düşünenlerin 
sessizliğine bürünürsünüz

işte bu sessizlik
tehlikelidir
belki bu yüzden kulaklarının dedikodusunu yapacağı 
sazlıklar aramaya koyulmuştur 
önce hayalleri
sonra devlerin gizli hayatları
sonra etrafta dönen entrikalar 
ve sonra yel değirmenlerine doğru koşan bir delinin sanrıları 
ve nihayet bir türk şairinin yüce sefaleti

ilanihaye
sessizlik böyle harcanır
ya harcanmasaydı
ya konuşmasaydı mavimsi
sedef yansımalı ve parlak
kehribar kırmızısı. 
güneşe tutulmuş üzüm zarı
incir şırası 
zeytin acısı gibi 

ya hiç ısırılmasaydı
elmadaki diş izi 
bir öpücüğün buğusu gibi dokunmasaydı 
usul usul yuvarlanmasaydı sahra çalısı gibi
suda yüzen sinek kanadı
okşamak için açılmış elin ayası
çiçek nakışlı mezar taşları
bir meyyitin henüz soğumuş iki dudağı
gün ortası dalgınlığı
kundaktaki isa gibi 
sessiz kalsaydı

hu sükut
el divan
kıyısız bir düş
vurgun yürek
tirşe bir seher sökümünde
aşka suçüstü 
öylece ıssız

ve sonra
en başında yaptığımız gibi 
iki taş parçasını birbirine çarpıp tutuştururuz sessizliği 
ve karanlığı
yeniden
şairlerin gönlü adına 
kelimeler cana dair bir sohbete durur
işleriz bir şiir motifinin sırlarını böylece 
su gibi aktıkça 
yeniden doğuşu, paklanışı, bereketi
sesi, huzuru, serinliği ,ferahı 
gökten yağan yağmuru 

şiir işarettir
ay gibidir 
ayan beyandır
olağanı kırar
sıradanlığı yıkar
her şeyi normal görmeye alışan bakışı sarsar 

şiir, şairin gözbebeğidir
kör beyazın içinde gözün karası genişledikçe 
ışık çoğalır
böylece hakikat gölgeden sıyrılır
gizli saklı sırlar açığa çıkar 
netleşir gerçeğin yüzü

her terli ,sıtmalı uyanışın ahirinde
soğukta donmayı 
saçakta üşümeyi
sobada güğümü
kekik çayında 
mis kokulu buhar da 
su gibi aziz olur 

güneşin ışıkları parıldar ufukta dizi dizi
ateş perçemli küheylanın yelesi okşar bulutları
dağların üzerinde iner gölgesi
renk renk çiçekler açar açelya

kıvrılarak her şairin gönlüne doğru akar gider
bir dervişin duası misali 
nefeslenip siner düğümlere 
susuzluktan ciğeri yanan yolda kalmışlara 
ışık saçan yıldızlar misali 
lal olur 
kal olur şiir


redfer





( Sabahın Sessizliği başlıklı yazı redfer tarafından 15.09.2024 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.
 

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu