Kendine
yönelik tüm tenkit lanet ve eleştirilerin zerre kadarına umrunda olmayarak her
kahırlı küçümseyiciliği kazanılmış puanların yüksek getirili hesabından sayan ;
ve önceden provası yapılmış ayarlanmış dekor ve kurguya özel maksatlı özenti
insanlarıyla….
Bu tip ve
benzerlere özenip imrenerek
Her kişi artık
burdan yürüyüp ilerlemeyi kendine denk ve ayar saydığı; nasıl ilgi görür dikkat
çekerime çatırdayan esaret fanusları içinde akla fikre onura hayale gelmedik ne
varsa ordan bükülüp yamulmaya insanlar birbirinden nispetle birbirini harcayıp tüketiyor.
Oysa yere
düşen her ekmek kırıntısını başına öpüp koyarak dünya ve insanlık hayatının
bulunmaz nimeti, kutsal değeri , emeğinin karşılığı, huzurun kıvancı, mutluluk
sevinci ve tükenmez servet kaynağından bilir sayardı bu toplum.
O toplumdu ki
ayrısız gayrısız herkesi bağrına basan konu komşuluk ilişkisiyle; eşi benzeri
bulunmaz hoşgörünün sevginin saygının adını yurdunu ve insanlığını kendinden
bilen onurun sorumluluğun vicdanın aklın fikrin sahibi olarak ömür
beraberliğindeki insanı mezara gitse dahi mezardakini kalbinde sağ bilerek
kimsesize bırakıp gitmemenin Türklüğünü, aşkını gururunu ve sevgisini yaşardı.
Sanki yarın
birgün ölmeyecekmiş gibi ekmeğe sofraya kusuntu verici kibirliliğin aklına ne
eserse onu işleyen ve toplum değerlerini sınırsız sorgusuz işlevsizlile
yozlaştırmayı kendine hak gören; taa ki cılkını çıkardığı illet lanet
getirtircesine her yaptığı kepazeliği canla başla herkese göstermeye öne
çıkararak görgüsüzlüğe tapan; sonradan görünce ne oldum çıldırmışı her şekil
rezilliğe sapıtan ve para pul fiyaka caka satarak topladığı puanları
insanlığına değişen gösterişteki yeryüzü hikayesini kıyametlere kasıp kavuran
ortak yaşam ve dünya günceline bakar mısın…?!
Asalet dediğin
insanlık cevheri, kökten soydan yetişip gelendir, mala mülke servete duruma
güce gösterişe dayalı ve bağımlı eğilip bükülen naylondan botokslu veya
silikonlanmış hormon türevinden etiketle yapıştırılıp sökülebilen sentetik
uyarlaması değildir.
Dünü olmayanın
yarını, geçmişi olmayanın geleceği, akıl vicdandan olmayanın eğrisi doğrusu,
kökten olmayanın dalı tutunacağı ve çocukluğu olmayanın insanlık gibi soylu
asaletli ve her olup bitene duyarlılık gösterebileceği meramı merakı cesareti
ilgisi belleği bilinci özgürlüğü ve insanlık gibi bitmez tükenmez varlığı
yoktur.
O’ sebepledir
ki…
Aklı fikri
düsünceyi ve sorgulamayı terk tümüyle duyguların gelgit hükmüne verirse
kendinde aşkta onurda haysiyette dengede ve dünyada yer yurt asla tutunamaz,
iradeyi tedbiri ihtiyatı ve yetkiyi elden bırakarak hiç bir kişilik karakteri
olmayan sürekli değişim dönüşüm muhtaçlığının kulu köleliğine savrulur insan .
Fakat
duygusallığın yürekli vicdanını da elden bırakınca salt aklın fikrin yürüttüğü
çıkar ve menfaat önceliğine ruhsuzların kayıtsız ilgisiz bencillik mahluku olur
biter insanlık.
Bu yüzden her
doğumla beraber hayata başlayan insanlık; varsa yoksa duygusal bağlı ebeveyn
sorumluluğu ve kültürünün bakıo besleyip severek sayarak büyüttüğü aidiyetin
kundağından itibaren her davranılı aşkın sorumluluğunu yüklenen duyarlılıkla
herkesin yeryüzünü kendine yurt yuva bildiği aklın fikrin soran danışan
beraberliği toplumsal ortaklığı yaren ve yoldaşlığında onurlu kişilikeliliğin
hakkı hukuku gözeterek sınırsız sonsuzluğu yaşatan yüce değerdir İNSANLIK.
Seyfi Karaca………..Temmuz
/ 24