Dışarısı oldukça yağmurluydu. Kaldığımız odan'ın penceresi açık, yağmur damlaları pencereye vuruyordu, rüzgar çok şiddetliydi. Saat 3.00 civarlarıydı. Yurtta akşam yemeğine iki buçuk saat kala. Malum en son giriş saati de akşam yemeğine kadardı. (Evci izni hariç) Odada yalnızca ben ve oda arkadaşım Meral vardı. Hafta sonları ben dışında bütün arkadaşlarım evlerine giderdi. Tabi evim on altı saat uzaklıkta olduğu için:))

 Uzak mesafeden gelen tek öğrenci ben değildim fakat benim dışımda kalan, benimle aynı durumda olan arkadaşlarımın ailesi yanındaydı. Yani onlar hafta sonları evlerine gidebilirken ben gidemiyordum..

Meral yurtta ilk tanıştığımdı. Ben de onun ilkiydim. İlk geldiğim, eşyalarımı yerleştirdiğim gün tanışmıştık. Hatta telefonumda "İlk Gözağrım" diye kayıtlıydı. Aramızda da sık sık söylerdim bunu.. Sarı sırma saçları, masmavi gözleri, dolgun yüz hatları ile çok güzel bir kızdı. Balık etliydi, benim gibi. Günlük hayatında kendini dürüstlüğü, sadakati ve bir türlü bitmeyen neşesiyle gösterirdi. En çok hayran kaldığım noktası da buydu zaten, sadakati..

 Özellikle insan ilişkilerinde sadakat benim için sevgiden bile önemliydi. O da bunu bile bile sadakatinden asla ödün vermezdi. Küfürü çok nadir ederdi (çok sinirlendiğinde) Ben de onun yanında asla argo kelime kullanmazdım. 

Bazen çatışmalarımız olurdu, hatta bu büyük bir boyuta bile ulaşıyordu çoğu zaman. Doğaldı, çünkü her iki taraf da inatçı ve dominanttı. Şaşırtıcı bir şekilde aramız hiç bir zaman bozulmadı.

... 

Cuma günü okul bitmiş, herkes odalarına geçmişti. Meral banyodan yeni çıkmış, saçını düzeltiyordu. İçeri girdiğimde bir hevesle gülümseyerek:

- Sıhhatler olsun prenses! 

- (hafif bir kahkahayla) Yaa prensesin miyim gerçekten? 
- Tabi ki. 

Karşılıklı gülümsedik. Dışarıda bulutlar iyice doluşmuş, gökyüzünü kaplamıştı:

- Yağmur yaklaşıyor, şiddetli yağacak galiba yine. 

Denizli'de bu durum gayet normaldi. Her ne kadar sıcağı çok olsa da, karı olmadığı için yağmuru ve rüzgarı çok şiddetli oluyordu. Bunu bir kaç defa yaşamıştım. 

-Ay evet (sonradan fark edip) yağmur başlayacak gari, çok yağmaz İnşallah be. 

- Aa o niye kız, ne güzel işte bereket yağıyor.. 

Derin bir iç çektim. 

- Yağmur (dedim) en büyük zaafım. Küçüklüğümden beri aşığım bu havaya. Hele ki o toprak kokusu.. Benim için dünya'daki en huzur verici şey, bütün negatif enerjimi alıp götürüyor resmen. 

- Evet ben de severim yağmuru ama alışveriş yapmam gerekiyordu, bu havada da olmaz zaten, o riske giremem artık. 

Hafifçe güldüm:

- Ee Meralciğim ne yapalım? Bir dahaki sefere artık. 

- Aynen, bir dahaki sefere. 

Aklıma gelen parlak fikirle aydınlandım. Dışarı çıkıp müzik eşliğinde doyasıya ıslanabilirdim! Yağmurda ıslanmak bütün haftan'ın yorgunluğunu atmam için yardımcı olabilirdi. 
Can havliyle hazırlanmaya başladım. Yeşil, desenli kısa kollu tişörtümle mavi kaprimi giydim ve son olarak telefonum ve kulak üstü kulaklığımı aldım. 

- Kız nereye!? 

- Dışarıya. 

- Bu havada mı? 

- Ne varmış havada canım, ne güzel serin serin. 

- Hasta olmayasın. 

- Bir şey olmaz, hadi gör'üşürüz (diyerek geçiştirdim) 

- İyi bari dikkat et kendine! 

Hızlıca merdivenlerden indim ve nöbetçi öğretmene haber verip dışarı çıktım. Yağmur yavaştan kendini belli etmiş, gözyaşlarını dökmeye başlamıştı. Okul ve yurt birleşik olduğundan okulun etrafından dolandıktan sonra okulun kapısından çıktım. Yukarı doğru, Pekdemir alışveriş merkezine doğru yol aldım. 

Nihayet kaldırıma, düz yola çıktığımda yağmur hızlandı. Kulaklığımı taktım ve çalma listemden Anıl Piyancın'ın "Yağmurlar" şarkısını açtım. 
Ben saçlarımı savurup, ruhum zaafımda dinlenirken, adımlarım kaldırımlara boyanmıştı. Bulutlar gözyaşlarını dökerken su damlalarının tenime değmesine izin verdim... 
( Bulutların Gözyaşları başlıklı yazı Rüya tarafından 7.08.2024 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.
 

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu