- Rüya! 

Ceylin'in dürtmesiyle aklımdaki tüm düşüncelerden ayrıldım. Gözlerim ona döndü o ise çoktan bir şey demeye hazırlanıyordu:

- Ne düşünüyordun da bu kadar dalgındın? 

Her zamanki yorgun yüz ifademi düzelterek daha da canlandım ve gülümsedim:

- Hiç, öylesine.. 

- Hmm iyi o zaman. Bak ne diyeceğim şu an dersimiz tam da Tuğçe Hocaya. Eminim o buradaki en sevdiğin hoca olacak. 

Sıradan bir dershane günü, bir öğretmenle karşılaşmamak imkansız. Heleki sezon daha yeni başlamışken. Her öğretmenin dersi ayrı bir dünya, her sözleri ayrı bir diyar her ses tonu ayrı bir melodisi.. Yeterki nice kalplere ilham olan şiir gözleri yüreğimden ayrılmasın:

- Merhaba sevgili öğrenciler! 

Çat kapı giren sesin sahibi sırtına kadar uzanan sırma, sapsarı saçları, al al yanakları, kocaman, kötü kahverengi gözleri, uzun boylu bir kadın öğretmene aitti. Ses tonundan ne kadar neşeli ve pozitif biri olduğu anlaşılıyordu. Ceylin haklıydı, şimdiden favori öğretmenim olmaya başlamıştı. Elinde kağıtlarla hevesli bir şekilde etrafa göz gezdirdi. Ardından gözleri beni buldu. Gözlerimi kaçırdım, masaya doğru bakmaya başladım. Gözlerini iyice belerterek:

- Yeni arkadaşlar! 

Meraklı gözlerle beni sürmeye devam etti:

- Nereden geldin sen bakayım kuzum? 

Kuzum kelimesinden ne kadar kokoş biri olduğunu anlamıştım. Kötü anlamda değil, sadece bu kelimeler insanın kimliğini açığa vuruyordu:

- Kahramanmaraş/Elbistan.

Dudağını büktü. Üzgün gibiydi gözleri, ardından şevkatle gülümsedi:

- Gerçekten ne diyeceğimi bilemiyorum. Çok geçmiş olsun, bir kaybınız yok değil mi? 

- Arkadaşlarımız ve aile dostlarımızdan var. 
- ... 

Üzülünmeyecek bir durum değildi. Öyle bir iki ayda yabana atılacak bir konuda değildi. Boğazım düğümlendi, kalbimi çeken bir şeyler vardı. Hasret vücudumu tekrar ele geçiriyordu. Zorla kendimi topladım ve derse odaklanmaya başladım... 

- Rüya! 

Zilin eşliğinde kolumu hafif tutup beni peşinden götürdü. Ve gözlerimin içine baktı, konuşmaya başladı:

- İyisin değil mi? 

- Evet evet iyiyim. Siz? 

- Boşver şimdi sen beni. Burada olduğun için kendini asla yabancı veya yalnız hissetme olur mu? 

Beni kendine çekip iyice sarıldı. Ama farklı bir sarılmaydı bu içten, çok içten. Zor da olsa karşılık verdim:

- Bir şeye ihtiyacın olduğunda bana mutlaka söyle. Asla çekinme, her zaman arkanda olacağım. 

Gülümsedim:

- Desteğiniz için ne kadar teşekkür etsem az, eksik olmayın. 

- Ah kuzum benim. 

Beni bir kez daha kendine çekti. Kollarının arasında tekrar huzuru bulmuştum. Bir süre daha anın tadını çıkardım... 

( Ah Be Boğaziçim 2. Bölüm başlıklı yazı Rüya tarafından 30.08.2024 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.
 

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu