Umarım siz bu dizeleri okurken gördükçe günümü şenlendiren sevgili cümleleriniz kadar aydınlık ve nezihtir geçen gününüz. Dilerim yaşadığınız her an başta sağlık sonra huzur ve mutluluk getirir size. 

 Bu mektup merasimine başlamadan önce hiç yazamayacağımı düşünüyordum doğrusu. Daha önce yazmadığım bir tür olduğundan pek de merak salmadım sonradan. Sonra sitede Halil ağabeyim'in yazdığı mektuplardan birine rastgeldim. Bilirsiniz o da bu sitede yazılarıyla ışık olan ender yazarlardan biri. Onun da teşvikiyle ben de katıldım aranıza, iyiki de katılmışım. Ne yalan söyleyim çok sevmeye başladım ben bu yolculuğu. Siz de afiyetlisinizdir İnşallah. Sevgili oğlunuz, aileniz iyilerdir umarım. 

Hiç unutmam, sizinle ilk tanışmam ilk seçilen yazım "Merakım" ile başlamıştı. Tabi o zamanlar yeni gelmişim bir acemiyim daha. Sizi bir editör değil de normal bir yazar sanmıştım. Lakin sonradan farkettim ki benim gibi bir acemi yazara yapılan bu yorum, sadece bir yazara değil gelmiş geçmiş en bilgin tarihçilerden bir editöre aitmiş. Sizin gibi kalite sahibi bir öğretmenle tanıştığım için çok şanslıyım diyebilirim. 

Hal hatır faslı bana dönerse ne kadar mutlu ve heyecanlı olduğumu söylesem inanır mısınız? O halde hazırsanız bu müjdeli haberi sizinle de paylaşmak istiyorum. Ben bu satırları yazarken " Şiir Yüreğim " adlı serimin dördüncü bölümünü yayınlamış olacağım. Ve bu yazı Denizli Büyükşehir Belediyesinden bir kesit içerdiği için mecburi bir sebeple birilerinden izin aldım. Ve onlar da beni yakından tanıdıkları için hem yazımı hem de sitemizi haber yapabileceklerini söylediler. Yazı şu an onların ellerinde. Gerekli yetkililere bildirildiğinde daha da üst seviyeye taşınabilecek nasipse. Bunun büyük bir gurur olduğunu ve çokça teşekkürlerini ilettiklerini söylediler. 

Pek fazla umutlanmak da istemiyorum ama sizleri onurlandırmayı gerçekten çok isterim. Bu siteyi bu yollarla yaymak ve ünlü etmeyi çok isterim. Yani umarım olur.  

Bütün bunlar bir yana bir de okulumdan bir konuyu danışmak istiyorum size. Biliyorsunuz ben 6 Şubat depremini yaşamış bir vatandaşım ve eğitimimi Denizli'de tamamlamaktayım. Bu deprem'in yıl dönümünde bizim dersimize giren bir tarihçimize, koridorda rast geldim. O kadar mutlu ve neşeliydi ki.. İster istemez zoruma gitmişti. Böylesine yaslı ve acılı bir günde nasıl bu kadar mutlu olabiliyordu hala anlamış değildim. Onunla hal hatır faslına geldiğimde oldukça üzüntülü olduğumu söyledim. Yüzüme alık alık bakmaya başladı. " Bugünün tarihinden ötürü hocam. " dediğimde ise " Bugün ne vardı ki? Bugün ayın kaçı? " diye sıraladı cümlelerini. 6 Şubat olduğunu söyledim. Ben yapı olarak çok gururluyumdur doğru ama bu benim için yabana atılacak bir konu değil. 

" Seni anlamaya çalışıyorum fakat anlayamıyorum. " dedi. Peki bir öğretmen neden öğrencisini anlayamaz? Özellikle böyle bir günde.. İstanbul depremini ( Bizzat yaşamadığını sadece hissettiğini anlatıyor) anlattı uzun uzun. Bu konuda fikirlerinizi bolca duymak isterim. Zira benim için çok önemli değerli fikirleriniz. 
Çokça saygılarımı ileterek gününüze, gönlünüze esenlikler diliyorum. Dilerim Rabbim'in sevgisi hiçbir zaman yüreğinizden eksik olmaz. Sevgilerimle kalın... 

Rüya Uzun- 30 Ağustos 2024 -  Kahramanmaraş/Elbistan                                    



( Saygıdeğer Sami Hocama başlıklı yazı Rüya tarafından 31.08.2024 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.
 

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu