Online Üye
Online Ziyaretçi
Her insanın kendine özgü bir dünyası vardır. Bu dünyalar, yaşantılarımızdan, yeteneklerimizden, seçimlerimizden ve değerlerimizden oluşur. "Ben, sen değilim. Sen de ben değilsin" sözü, bireylerin farklılıklarının anlaşılması gerektiğini vurgular. Bu farklılıklar, kimi zaman başarı ve başarısızlık üzerinden de kendini gösterir.
Toplum, genellikle başarıyı tek bir ölçüt üzerinden değerlendirir. Ancak herkes aynı koşullarda, aynı yeteneklerle veya aynı ilgi alanlarıyla doğmaz. Kimimiz sanatta yetenekliyken, kimimiz bilimde veya sporda üstün olabiliriz. Bu nedenle, birinin başarısız olması, onun suçlanması gereken bir durum değil, doğal bir farklılık olabilir.
Her bireyin farklı bir öğrenme hızı ve farklı bir ilgi alanı vardır. Başarıyı sadece akademik veya mesleki başarı olarak görmek, birçok insanın potansiyelini göz ardı etmek anlamına gelir. Başarısızlık olarak adlandırılan birçok durum, aslında kişinin yeteneklerini ve ilgi alanlarını keşfetmesi için bir fırsat olabilir.
Herkesin kendi hayatında başarılı olduğu bir alan vardır. Bu alanı bulmak, bireyin kendini tanıması ve kendi potansiyelini keşfetmesiyle mümkündür. Başarıyı ölçerken, sadece dışsal ölçütlere değil, kişinin kendi içsel memnuniyetine ve gelişimine de bakmalıyız.
Başkalarını kendi başarı standartlarımıza göre yargılamak yerine, herkesin farklı yaratıldığını ve farklı bir yol izlediğini kabul etmeliyiz. Toplum, bireylerin farklılıklarını anladıkça ve kabul ettikçe daha adil ve kapsayıcı hale gelir.
Öyleyse, "Ben, sen değilim. Sen de ben değilsin" sözüne sadık kalarak, herkesin kendi potansiyelini ve yolunu bulmasına izin verelim. Başarıyı, kişisel bir yolculuk olarak görelim ve farklılıklarımızın zenginliğimizi oluşturduğunu unutmayalım.
Velhasıl kelam uzun lafın kısası şudur:
'Ben, sen değilim. Sen de ben değilsin. Kimse herkes değildir. Şayet herkes bir olsaydı herkes diye bir şey olmazdı.'