Demişti Ya

Rabbinin rahmetinden ümit kesme sakın
yaptıkların değil seni kurtaracak olan 
yaptıklarını da sana veren Allah değil mi
amellerine seni yönlendiren Allah değil mi
ibadetlerin için sana imkan veren Allah değil mi
Rabbinin af ve merhametinden uzaklaşma sakın

azgın dalgalar dört bir yanda 
çalkalanmakta dünya
O'na sığınmaktan başka çaren kalmadı
O'ndan başka gerçek dostun kalmadı
serap gördün düşünce çöllere 
ümitlerin, dönüştü hayallere 
O'nun sevgisinden başka sevgin kalmadı
O'nun kelamından başka kelamın kalmadı

taşımaya çalışıyorsun olmuyor
zorlanıyorsun ,ağır geliyor 
çantana kolayca sığmıyor
ince bir kağıda basılsaydı ya 
sayfa sayısı daha az olsaydı keşke 
bir de meali 
birde ince yazıları ekleyince
iyice kalınlaşıyor
iyice ağırlaşıyor

 tabi ki kur'andan söz ediyorum
tamı tamına otuz cüz 
her biri yirmi sayfa 
okuyor muyuz kur'an'ı 
tabi ki okuyamıyoruz 
kolay mı… tam altı yüz sayfayı okumak
kur’an niye bu kadar kalın ki diyoruz
öylemi…

sanki Rabbimiz
alın size sayfalarca kur'an
okuyabilirseniz okuyun bakayım diye 
meydan mı okumuş biz kullarına 
ezberlemek isteyenlere de haddini bildirmek mi istemiş 
yıllarca ezber yap da göreyim seni hadi 
yüzlerce tekrar yap da, adam ol bari mi demiş 

kur'an'ın sayfaları
azıcık olsaydı
hemen hepimiz az bir gayretle hafız olabilirdik belki
sayfalar sayfaları izlemeseydi 
bir hatim indirebilirdik hemen
mesela otobüs beklerken 
nede hoş olurdu diye
içinden geçiriyorsun değil mi

Celal’ini göstermek için mi 
onca kalın tuttu Rabbimiz kur'anı
korkutup da hizaya getirmek için belki 
onca cüz, onca uzun sureler, onca ayetler 
hayır, hayır  bin kere hayır 
öyle değil…
Rabbimizin dileği
eğer bizi vahiy karşısında ezmek olsaydı 
tam aksine…
yarım sayfalık bir kur'an indirirdi
inan ki

ve de derdi ki bize 
işte sizden istediklerim 
bunları yaptınız yaptınız, yapmadınız yandınız
korkutmak isteseydi bizi 
yıldırmayı tercih etseydi
mesela sadece fatihayı indirip 
ben anlattıklarımı anlattım
size anlayacak akıl da verdim
göreyim sizi anlayın hadi bakayım
bir yolunu bulun, gözüme girin diyebilirdi

ne gerek vardı ki uzun uzun konuşmalara 
niye anlatsındı ki kulu musayı ,meryemi, yusufu 
ve onca kıssaları hoş bir sohbet edasıyla 
mecbur muydu ki Rabbimiz 
sanki biz O'na değil de 
O bize muhtaçmış gibi 
nezaketle
sabırla
her defasında yeni baştan hatırlatarak konuşmaya
ne gereği vardı Rabbimizin

dersi tekrarlayarak uzatan
örnekleri çoğaltarak 
bizimle daha uzun kalan bazı öğretmenler vardır
daha şefkatlidirler bize onlar
hele de şimdi not almayı bırakın 
şöyle bir arkanıza yaslanın 
beni dinleyin demesi vardır o öğretmenlerin ki 
şeker gibi gelir o dakikalar bize

anlarız ki, öğretmenimiz bizim anlayabileceğimize inanıyor 
anlarız ki, öğretmenimiz hemen anlamasak da yeniden anlatmaya hevesli
anlarız ki, not almadan bile anlayabileceğimiz bir dersimiz var

Rabbimiz kur'anla
hadi arkana yaslan benim güzel kulum 
sana anlatacağım kıssalar var rahatlığını sunar bize 
böylece kalınlaşır kur'an
sayfa üstüne sayfa eklenir

der ki adeta Rabbimiz bize 
bakarayı kaçırdıysan, al-i imran var
maidede uyuduysan, taha var 
dilersen, sana anlatacağımın hepsini 
bir satırda bile anlatırım
ihlas var…
bu da olmadıysa 
kulağına pınar suyu gibi akacak 
kalbine bahar meltemi değdirecek rahman var 
Rabbinin hangi nimetlerini inkar edersiniz diye diye 
tekrar tekrar hatırlattıklarım 
bir bir saydıklarım var

kur'anın bunca kalınlığının sebebi 
Rabb-i Rahim’imizin tekrar etme şefkatidir
anlayamayabileceğimizi,
anlayışla karşılama inceliğindendir 
unutabileceğimizi de unutmama olgunluğundandır 
ey kulum
az önceki surede açıkça ve defalarca söyledim sana
anlamadın mı 
bak bir daha söylüyorum
unuttuysan da, sakın üzülme 
ben bıkmam, usanmam, umut kesmem senden 
olsun, yine söylerim
yeter ki sen anlayabil 

ey sevgili kulum
kendine yazık ediyorsun 
biricik ömrünü heba ediyorsun
işin ciddiyetini kavramamış gibisin
demiştim ya sana 
şeytana uyma 
şeytan senin apaçık düşmanındır
iyi dinle, tekrar ediyorum
ey benim güzel kulum
az önce hatırlattım ya sana 
yine mi unuttun 
o zaman bir daha hatırlatıyorum

kulum ve elçim muhammedin başına gelenleri anlattığımda 
yok muydun 
öyleyse, şimdi sana biraz da 
kulum ibrahimden bahsedeyim 
kulaklarını iyi aç 
hem böyle daha iyi anlayabilirsin
olmadı mı
hadi gel, bir de isadan söz açalım
bak yine yanıldın
şeytana yeniden kandın 
hadi sil gözünün yaşını 
yeni baştan başlayalım 

hani demiştim ya sana 
rahmetimden ümidini kesmeyeceksin diye
yine söylüyorum... 
sözümdeyim ben
asla vaadimden dönmem 
sen gel, yeter ki.. 
gel…hadi 
gir cennetime

öyle şefkatli ki Rabbimiz 
bize kalınca bir kur'an indirmiş
bize olduğumuzdan fazla değer vermiş 
bizimle uzun uzun konuşmaktan usanmamış, bıkmamış... 
her hatamızda
her günahımızda
yeni baştan beyaz sayfalar açacak denli sevmiş bizi
 
gözden çıkarmamış
ne haliniz varsa, görün dememiş
kalınmış kur'an, çok kalınmış deme
diyorum ki, bundan böyle kur'anı 
hiç olmazsa 
kalınlığını görecek şekilde koyalım kitaplığımıza
sırtı değil
sayfaları görünür olsun 
kur'anı okumasak da 
göz ucuyla bakalım Rabbimizin rahmetine
utanırız belki de
onu ihmal edişimizden

redfer

( Demişti Ya başlıklı yazı redfer tarafından 23.08.2024 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.
 

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu