Kıymetli Âdem Hocam;
Eylül ayının ilk saatlerini yaşamaya devam ederken, bu yeni ayınızı tebrik ederim. Güzellikler, sıhhat, ferahlık getirmesini temenni ederken, hayranlık ve sürurla ve bir fırça mavi hatırına inayet sahibi şahsınıza selamlarımı ve hürmetlerimi sunarım..
Tabiat-ı celile ateş kırmızısından limon sarısına kadar bin bir renk ile ciğerlerimizi umutla doldururken, gelecek kışın hazırlıkları da hummalı bir şekilde devam ediyor.. Dilerim hepimizin harmanda izi olur. Bereketle bolluk ve ağız tadıyla çekilen zahmetlerin lezzetli paylaşımları hanemizi şenlendirir…
Part atışı yapabilen askerlerin; atlarının dört ayakları da yerdeyken (o kısacık zaman diliminde) ok atmaları gibi, bir duanın semeresi gibi edebiyatevi sitenizle karşılaştım. İşte o gün benim için dönüm noktasıydı. Yetkin, donanımlı, edep ve adaplı, kalem ehli, saygılı, muazzez, birçok edebiyat aşığıyla aynı sıralarda her gün öğrenmeye devam etmek 2024 ün en iyi denk gelişi oldu benim için.
Siz rikkat ehli hocam; yıllarınızı, umutlarınızı, kaygılarınızı, inancınızı ve adim-ün-nazir çabanızı edebiyat evimize bahşetmeye devam ederken, sohbetle muhabbetle, her gün bir taş daha koyarak lafızlar kalemizin burçlarını yükseltiyorsunuz.. Buraya geldiğim ilk günden beri size bir teşekkür borcum var: tam bir aile sıcaklığını yaşattığınız için, bizi toparlayıp bir arada tuttuğunuz için, adaletli olduğunuz için, aynı frekansta olduğumuza inancımızı perçinlediğiniz için, bana da bu ailenin bir ferdi olma şansı verdiğiniz için gönülden teşekkürlerimi sunmak isterim..
Aynı dili konuşmaktan da öte aynı hisleri yaşamak öyle bir aşinalık ve samimiyet peyda ediyor ki insan yabancılık çekmeyeceği, dünyaya aynı yükseklikten bakabileceği insanları beraberinde buluyor. Bu bence tadılmış en kutlu en huşulu nimetlerden biri. Elinde kalemle, parmaklarındaki çıkmayan mürekkep lekeleriyle huzurlu ve kendi özünde olan birçok seyyah sözcüklere her gün yeni urbalar biçiyor.. Bunu da saklamadan, yadırganmadan, olduğu gibi göz önüne çıkarabiliyor. Edebiyatevi’mizin coğrafyası o kadar büyüleyici ki; sümbüllerin toprağı eşeleyip kokularını kirpiklerimize kadar savurmaları, vadiler dolusu beyaz zambağın umudun şiirini üzerinde taşıması, ayçiçeği tarlalarının aşkı yeni baştan yazdırmaları..
Ben burada; yazmanın sadece kelamları yan yana ve mısralar boyu yazmak olmadığını öğrendim. Başta siz değerli Âdem Hocam; duruşuyla, felsefesiyle, hükmetme kabiliyetiyle, herkese aynı mesafede durabilme yetisiyle örnek olurken bu meziyetleri bize yeniden tanıtıyor ve feyz almamız için ufkumuzu genişletiyorsunuz. Yazma sanatı; bir direniş, bir yol açma, bir nefes alma, bir misyonu üstlenme, herkesten biraz farklı bir yerde durma kabiliyetidir. Kalemin sorumluluğu ağırdır, ucu da keskindir.. Sorumluluk almak benzersiz bir duygu olmasının yanında sancılıdır ve vebali de ağırdır..
Yazma eylemi her gün aramıza yepyeni tazecik kalemlerin katılmasıyla çok şükür ki devam etmektedir. Yazdıklarından sebep hayatını kaybeden büyük üstatların ruhları şad olsun.. Biz onların bıraktığı meşalenin yeni taşıyıcılarıyız, yaptığımız şeyin idrakinde ve ciddiyetinde olmamız gerektiğini bilmeliyiz.. Bir yazar isterse ve kendine inanırsa bir çağı arkasından sürükleyecek kudretle kuşanabilir…
Dünya zihninizin içinde dönmeye devam ettikçe; huzur enstrümanınızın akordu hiç bozulmasın, yumuşacık huşulu melodiler yaşamınıza güzellikleri getirsin dileklerimle sağlıcakla kalın..
Mavi Yıldırım
(
Kıymetli Adem Hocam başlıklı yazı
mavi-yildirim tarafından
1.09.2024 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.
