MEDİNE'YE GİDEN GELİN...................İkinci bölüm
Hemen hemen her sabah, sabah namazını kılıp evine gelince ilk işi kızını aramak olmuştu yaşlı şairin. Ona bir babanın evladına öğreteceği her şeyi öğretmeye çalışıyordu. 

Birgün sormuştu: 
-Kızım namazını kılıyor musun? Utana sıkıla "Hayır" demişti genç kız.. Çok üzülmüştü yaşlı adam. 
 -Evladım Rabbul alemin sana bunca nimet vermişken sen nasıl olur da O'na nankörlük yaparsın? Bak ben sana sadece bir babalık şefkati gösterdim bundan dolayı bana saygı duyuyorsun Halbuki O Allah (CC) sana sayılamayacak kadar çok nimet verdi. Akıl, irade, gençlik, güzellik, göz, kulak el ayak... Daha neler neler. Ayı güneşi, suyu yıldızları senin için yarattı. seni de kendisine ibadet etmen için yarattı. Bu kadar iyilik ve ihsanın karşılığı böyle mi olmalı yavrucuğum?
 -Haklısınız babacığım ama henüz daha yaşım çok genç. 
-Ama o genç yaşta Allah'ın verdiği her nimetten istifade ediyorsun. Bak, Allah'ın yarattığı nimetleri yiyor, havayı teneffüs ediyor, suyu içiyorsun. Allah'ın verdiği akılla düşünüyor, gözle görüyor, dille konuşuyorsun. Bütün bunları yaparken yaşını, gençliğini bahane etmiyorsun. Lakin iş namaza gelince bahane buluyorsun. Hem Allah bizden yaşlandığımızda ibadet etmemizi istemiyor ki. Buluğdan sonra ölünceye kadar namaz istiyor. Genç kız verecek cevap bulamadı. Çok utanmış ve mahcup olmuştu. Günlerce bu soru vicdanını yaraladı durdu. Öyle ya "babacığım" dediği insan haklıydı. Bir gün yine sormuştu yaşlı adam

-" Kızım Allah senden başını örtmeni, yabancıların kötü bakışlarından kendini korumanı yani tesettürünü istiyor. Daha vakti gelmedi mi yavrum? 
Bu soru ikinci defa vicdanının yaralanması sebep olmuştu genç kızın. Ama geçmişi çok hata ve günahla doluydu. Kimse kendisine din iman,ahlaki edep adına birşey öğretmemişti ki. Bunların eksikliğini de vicdanında hiç hissetmemişti . Oysa bugün babacığı ondan bunları istiyordu. Ruhu henüz hazır değildi bunlara Nasıl tesettüre girecek nasıl namaza başlayacaktı? Hem bu yaşına kadar Rabbının emrine itaat etmemişti ki acaba Rabbı onu bağışlayacak mıydı.? Birgün bunu sordu babacığına.

 -Ben bu yaşıma kadar Allaha isyan ettim,hiç bir emrini yerine getirmedim O beni bağışlar mı ki? 
 -Kızım O, öyle bir Rab ki kendisine tevbe edenlerin geçmişine bakmaz günahlarının hepsini siler bağışlar yeter ki sen O'na kul ol. Bak ne buyuruyorlar bu konuda Peygamber Efendimiz (sav ):"Sizden biriniz çölde devesiyle giderken uyku bastırıp uyusa. Uyandığında devesini başında bulamasa. Yiyeceği ve suyu da o devenin üzerinde olsa. Devenin kaybolmasıyla yiyecek ve suyunun da onunla gitmesiyle o kadar perişan duruma düşmüş ki artık yapacak bir şeyi kalmamış ölümünü beklemekten başka. Ölümünü beklerken halsizlik ve bitkinlikten uyuyakalsa. Uyandığında devesini yiyecekleri ve suyuyla birlikte başında beklediğini görse. Sevincinden Ey Rabbım, sen benim Rabbımsın ben de senin kulunun diyeceği yerde dili dolanarak Ey Rabbım sen benim kulumsun ben de senin Rabbınım dese. İşte tevbe eden kulunun bu tevbesi karşısında Rabbının sevinci bu kulun sevincinden daha fazladır ." 
Genç kızın yüreğinde bir şeyler cızzzz etti.
-Babacığım biraz müsaade et. Bir anda kendimi hazır hissedemiyorum. İnşaallah bu kızın tesettüre de girecek namazına da başlayacak ve bu müjdeyi sana verecek.- 
-İnşaallah kızım inşaallah.
__________Devamı var............
( Medineye Giden Gelin İkinci Bölüm başlıklı yazı Nuri Baş tarafından 28.09.2024 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.
 

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu