Bir önceki bölüm finali
- Ala şafağında ülkemin yıldız uçurmak varken
Oturup yıldızlar içinde kendi buruk kanımı içtim
Ne garip duygu şu ölmek
Öptüğüm kızlar geliyor aklıma
Bir açıklaması vardır elbet giderken dar ağacına -
Nevzat Çelik'in bu muhteşem dizeleriyle salya sümük ağlayıp kendinden geçen yancı
Aniden gelen ulvi bir ilhamla, şiire yazdığı nazire ile yürekleri dağlıyordu
"Şafağa kadar, Leydi'nin kollarında yıldızları seyretmek varken
Tek başıma, aşksız, sevgisiz, Leydi'siz, üç şişe şarap içtim
Ne garip duygu şu sevilmemek
Ben hayatımda hiçbir kızı öpemedim
Bir açıklaması vardır elbet, varamadık ya len bi gacıya"
Bir yandan Füsun'un varlığı, bir yandan diğer kadınların, canoğlan'a olan ilgileri sebebiyle
Canı çok sıkılan ve haddinden fazla üzülen Leydi, oldukça kederliydi
Çünkü o, ölürcesine, deliler gibi sevdiği canoğlan'ı kimseyle paylaşamazdı
Hele bi gitsindi, o dakka canına kıyar, yok yok, mümkünü yok yaşamazdı.
Aslında bu duruma çok alışık olan canoğlan, olanlara sadece gülüp geçiyordu
Kadınların yoğun ilgisi, teveccühü, sevgisi onun için çok sıradan, çok olağan bir şeydi
Sarışın olsun, esmer olsun, dul olsun bekar olsun, birçok kadın, onu arzular
Onunla olmak ister, bunu da uluorta, pervasızca deklare ederlerdi.Ne önemi vardı ki?
Canoğlan maymun iştahlı, her çiçekten bal alacak kolpacı bir adam değildi
Onu bitmez tükenmez bir aşka seven Leydi'ye kolay kolay ihanet etmezdi
Edemezdi
Olağanüstü kişiliği, emsalsiz mertliği, dillere destan yiğitliği buna müsade etmezdi
Ahhh, bir de Leydi bunu bilip, ona güvenip, kendini böyle kahretmeseydi.
Canoğlan'ın masumane ve dostça yaptığı gurup terapi tavsiyesini
Hunharca reddeden yancı, her geçen gün daha da yakınlaşan Leydi ve canoğlan'ın
Mutlu mesut birlikteliklerine bakıp kahroluyor, saçını başını yoluyor....du diyecem de
Üç tel saçın neyini yolsun dimi efenim.Tamam kıskançlıkla kuduruyordu diyelim
Evet kuduruyordu.
"Canoğlan benim baharım, bense onun tek kelebeği olmalı, sonsuza kadar
Onun mıntıkasında sadece ben kanat çırpmalıyım" şeklinde düşünen Leydi
Yancı'nın umutsuzca attığı mesajlara bakmıyor, telefonlarını açmıyor
"Of be ağlak adam, zaten canım burnumda, ben düşmüşüm, biricik sevgilim, tek erkeğim
Hayatımın anlamı, nefesim, ömrüm, bitanem, canım, her şeyim canoğlan'ımın derdine
Sen dırdır da dırdır, vırvır da vırvır, bi defol, bi yok ol, bi terapilere gelesin, oooofffff"
Nidalarıyla, yancıyı poşete koyuyor, çöp sepetine atıyordu.Canım benim
Biraz aksi, biraz kıskanç, biran oyuncu, biraz, delişmen olsa da, hakikatli kadındı.
Yancı, bir türlü Leydi'ye duyuramadığı sesiyle "bir can'ım ben bir can, zalım Leydi
Aşklar, sevgiler, iltifatlar, hep canoğlana, defollar, gitler bana, benim suçum neydi
Birazcık okşanmak, sevilmek, istenmek tek aradığım şeydi" gibi gevezeliklerle
Zaten yarım olan aklını hepten sıfırlıyor, aklınca bu çılgın ikiliyi boykot ediyordu
Etsindi, çok da fifiydi, hıyar.
Etrafında fırfır dönen kadınları, kibarca, sakince ve büyük bir ustalıkla defeden
Canoğlan, "Sizi gidi yaramazlar, bir tane kalbim var hanginize vereyim?, size nanik
Leydi istesin, ömrümü onun yoluna sereyim" gibi ancak kendisine yakışan sloganlarla
Durumu idare ediyor, hem Leydi'sini üzüp incitmeden, hem de diğer kadınların da
Kalbini kırmadan, adeta tereyağından kıl çeker gibi, meseleyi hallediyordu.
Ona gönderdiği mesajda, acı, hüzün, keder ve özlem içinde
"Aşkım, sakın beni ellere bırakıp gitme, beni sevda çöllerinde ölüme terketme
Hayat bitsin, mevsimler bitsin, günler geceler bitsin ama sen bende bitme
Benden başkasını kalbinde misafir etme, etme yarim, etme sevdam, etme"
Diyerek hüngür hüngür ağlayan Leydi, canoğlan'ıda ağlatıyor, yüreğini dağlıyordu.
Sevdanın çetrefilli, dikenli, dar yollarında, aşkın dik uçurumlu vadilerinde
Ezik yancı onun rakibi değildi, asla olamazdı.Onun rakibi, Romeoydu, Napolyon'du
Ferhat'dı, Kerem'di.Ağlak yancı, hem kel, hem fodul, hem de aşırı goygoy cuydu.
Kayışı koparmasına ramak kalan yancı
Ne zaman gülecekti?
Görünen o ki, Leydi ve canoğlan onu daha çooook üzecekti
Hay anasınıydı, eyvah ki ne eyvah, vah ki ne vahdı
Aptalca bir özgüven, eblehçe bir umut, saçmasapan bir inatla
Bu iş burda bitmez diyordu, bitmeeeeezz
Halep'te oradaydı, arşın da, deve de oradaydı hendek de
Saz da oradaydı, dümbelek de
E hadi o zaman, yiğitler çıksındı meydane,
Devam edecek...
