Doğum günü partisi bittikten sonra uzun uzun düşündüm ve artık babamın gölgesinden ayrılmanın zamanının geldiğini anladım. iki yıldır kaldığım bu bataktan ayrılırken Ankara'dan gelirken aldığım eşyalarım ve Salim ustanın verdiği maaşım vardı.  Babam evden ayrıldığımı Konağın çöpleri üç gün atılmadıktan sonra müştemilata gidip bana kızmak istediği gün öğrenmiş. Üvey annem gitsin zaten pek işe yaramaz biriydi diye arkamdan söylemiş. İlk iş olarak bir taş işleme ustası olan ve dedemin eski çırağı olan Refet ustanın yanına gittim. Ona iş istediğimi söyleyince şaşırmıştı çünkü dedemin taş işleme atölyeleri onun kazandığından daha fazla kazanç sağlıyordu. Babam kazanıyordu anlayacağınız. Bana işi verdi ve pek şaşırmıştı. Usta el demişti bana. O kadar iyi taş işliyordum ki Rafet ustanın müşterileri artmış ve artık ben ve ustam tanınıyorduk. Kısa süre sonra Rafet usta bana karşı tavır almaya başladı. Onun tasarımlarına nazaran benim tasarımlarım beğenilince bana karşı düşmanca davranmaya başladı. İşime son veremiyordu çünkü yüzlerce sipariş alıyordum. o siparişleri yapabilmek için okulu lise 3 te bıraktım. Uykuya hasret kalırcasına çalıştığım bir gün ustadan izin istedim ve  önce annemin mezarına sonra da dedemin mezarına gittim ve İstanbul'a dönerken bir kaza geçirdim.  Hastanede iki gün geçirdim ve İstanbul'a geldim. Rafet usta öldürülmüş ve tasarlanan mücevherlerin projeleri çalınmıştı. Herkes benim yaptığımı düşüyordu.   Karakola ellerim kelepçeli giderken insanların irdeleyici bakışları ve uzaktan babamın kibirli gülüşünü gördüm. O an ağzımdan ilk defa küfür çıkmıştı. Çarkını ettiğimin evladı diye bağırırken purosunu sinirle yere atıp Mercedes aracına binip gitmişti. Polis arabasına binmeden Rafet ustanın ailesi bana saldırmıştı. Anlıyorum beni katil sanıyorlardı. Nitekim o usulsüz yıllarda tam bir ay mahkemeye çıkmayı bekledim. En başta sorulacak soruyu hakim bana mahkeme günü sordu. Hakim demişken öyle Hulusi Kentmen gibi babacan iyi biri sanmayın çünkü ben öyle sanıp yanılmıştım. Nitekim masum olduğum ortaya çıkmıştı ve salını vermiştim. Önemli bir konu da Rafet ustanın bana vereceği paramdı ama oğulları beni bir akşam sıkıştırıp dövmüştü ve para yerine dayak almıştım. 

Biraz düşündüm askerliği ettikten sonra Almanya'ya gitme kararı aldım. Ama para yok bende okul yok ve dil yoktu. Bir abi şöyle demişti kahvede okul lisan ve para Almanlar bunları taşıyanı cebinde gezdirir ama bunların üstüne zanaat ve meslekte olursa başlarının üzerine alırlar. 

Eski hocam sayesinde liseyi bitirmiştim sıra Para kazanmaya gelmişti. 
( İyi İnsanlar Unutulur 2 başlıklı yazı muhammet-furkan-sayan tarafından 9.10.2024 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.
 

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu