Bir gün göçüp gittim bu diyardan.
Geriye hayallerim ve gerçeklerim kaldığında yalnız başına, bir oda içerisinde. Birbirlerine dönüdüler ve hepsi göz göze geldiler.
Gerçek ciddi ciddi somurtuyordu ve kızgındı :" demiştim ben, çok hayallere dalma, bir kasırga alır götürür seni de. aklını başına devşir diye, ahh ahh bu kadar büyük hayaller kurmayacaktın." İşte Bu'nun peşinden gidecek ne vardı, bizi Öksüz bıraktı. "
Gözleri doldu
Sözleri boğazlarında düğüm düğüm oldu
Yalnızlık sordu :
"sahi bizi hiç sevmedi mi?"
Paraşüt gözleri dolu dolu ; "peki ya ben... Rüzgarda uçmak nasıl bir duygu ona hiç bir zaman öğretemedim. Beni anlasana 'hiç birlikte uçamayacağız' asla, asla"
Dalgıç kıyafeti köşede mahsun mahsun dudak büktü; "deniz atları vardı, inciler rengarenk, deniz yıldızı dan toka yapıp saçlarına takacaktım, sonra onu hani şu ünlü titanic vardı ya oraya götürecektim ve en iyisi nasıl yapılır birlikte bulacaktık"
Siyah inci dile geldi kişneyerek :" ya siz ne diyorsunuz, siz öyle ne konuşuyorsunuz durup durup, kalbim acıyor görmüyormusunuz. Siz Nerden bileceksiniz. kız beş yaşından beri benimle uçmayı, koşmayı, özgürlüğü hayal ediyordu. Özgürce koşmak nedir siz ne bilirsiniz ki! Ah zavallı şanslı kişi Ben, ben biliyorum. Ona bir kez öğrettim de sonra gözü açık gitti. Ahh canım benim, gözü yaşlı gitti."
Gemi dayanamadı! Düdüğe öyle bir bastı ki! Herkes yerinden sıçradı." Heyt be! Ne diyorsunuz ben onunla uzaya gidecektim, yeni yerler keşfedecektim, yeni dünyayı keşfedecektim. Siz sevgili dostları hep yanındaydınız, birlikte uyuyup birlikte kalktınız ayağa. Ben ne yapayım sadece zihninde bir çizimden ibaret kaldım."
Hepsinin sırtı bükük, gözü yaşlı, birer birer boyunlarını büktüler ve kollarını bağlayıp, sırtlarını küskün çocuk gibi bağladılar.
Sonra kapı açıldı. Bir ışıltı içeri girdi. Onlara o kadar içten gibi geldi ki, matemleri olmasa sarılacaklardı. Kadın onlara bir bir baktı.
"Tanımadınız mı beni"
Hepsi şaşkın birbirine baktı ve sonra da kadına.
"Sizi terk ettim sandınız değil mi?"
At kişnedi :" yahu sen, sen, yani biz seni şeyyy sanıyorduk."
Paraşüt zıpladı : " heyt be hadi kızım, tut elimi uçuyoruz"
Dalgıç : " unicorn aşkına, neler oluyor burada"
NrcnAE gemisi, uzun derin derin öttürdü sirenini
Deniz feneri ışık saçtı. Deniz parıl parıl Parıldadı.
Yaşamak, nefes almak, geri bıraktığın An'da yeniden başlamıştı. (N. A.)