İçimde Süregelen Çalkantılar   -1-


İçimde Süregelen Çalkantılar -1-

 

   Ay ışığının dokunduğu tenimde, bir sır gibi işlenen o ışıltıyı taşırken, aslında içimde süregelen çalkantıların, geçmişin gölgeli anlarının bir yansıması olduğunun farkına varmıştım. Perdenin ardındaki o parıltı, ışığının altında gizlenen, tanıdık ama ulaşılmaz bir diyara açılan bir kapı gibiydi; her seferinde daha da merak uyandıran ve tutkuyla cezbeden bir geceden yansıyordu ay. Bu gizemli perde, hayatımdaki çoğu karanlığı aydınlatanı kapatan gibi görünse de arasında süzülen ışık ardındaki hayatımın derinliklerini sorgulanmam için ışıldıyordu. Kendi arayışımda, daima gözlerimden süzülen ay ışığının, kendi iç nurumun bir yansıması olduğunu o an fark ettim. Yine de perdenin diğer uçlarına uzandığımda, ay ışığının ötesinde yeni tenhalar bana gülümsüyordu; ancak, ay ışığının aydınlatmadığı, henüz aydınlatılması gereken, aklımın köşelerinde saklanan düşüncelerimde umutlarım vardı. O köşeler ki, sadece karanlık ve belirsizlikleriyle beni cezbediyor, keşfedilmeyi bekleyen hazine adaları gibi gidip bulmamı bekliyordu. Kendi amatör ruhum, bu yolculukta belki henüz olgunluğun kapı eşiğinde bekliyordu; ama bilmeliydim ki, her perde ardında farklı bir hayat saklardı ve her ışık, kendi yolculuğumun bir parçasıydı ki bana doğru yansıyordu.

Veya

  Ay ışığı tenime vurunca, birdenbire bir diskoda parlayan disko topu gibi parlamaya başladığımı fark ettim! Bu ışıltı sayesinde tabii ki içimdeki çalkantıları bile unutacak gibi oldum. Ay ışığı bir yandan gölge oyunları yaparken, ben de içimdeki dramları bir kenara bırakıp salsa yapmaya başladım! Çünkü neden olmasın, hayat bir dans pisti değil mi sonuçta? Ama, elbette, perdelerin ardında henüz geceyi tam yaşayan, bilinmeyen diyarlar var. Sanırım içimdeki maceraperest ruhum hep oralara gitmek isterken, bazen sadece evde kalıp pijamalarla televizyon izlemek daha cazip geliyor. Ancak, ay ışığında parlayan yanım, “Haydi, git ve keşfet!” diye bağırıyor. Ama bazen içimdeki tembel ruh, “Bir sonraki bölüm ne olacak acaba?” diye merak ediyor.

  Ve elbette, perdelerin ardındaki karanlık köşeler; ama kim dedi ki karanlık kötü? Belki de oradaki müthiş fırsatlar, beni bekleyen yeni esprili maceraların başlangıcıdır. İşte bu yüzden, karanlık köşelerde saklanan o maceralara atılmanın hep bir yolu var. Hem kim bilir, belki de bu köşeler bir komedi gösterisi için mükemmel bir sahnedir! Eğlenceli ve neşeli bir macera yolu, tabii, arada sırada hata yapıp tökezlesek bile, bu da işin esprisi değil mi? Sonuçta, her şey ciddiyetle dolu olamaz, arada sırada dans etmeyi ve kahkaha atmayı unutmamak lazım. Çünkü ışık, her ne şekilde olursa olsun yolumuzu aydınlatmaya devam eder ve bence o ışık altında atılan her adım, doğru adımdır.

Mehmet Aluç

Devam edecek inşallah


( İçimde Süregelen Çalkantılar -1- başlıklı yazı kul mehmet tarafından 6.11.2024 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.
 

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu