Ferman...




Şimdimden arındım, ey Kutup Yıldızı yalnızlığıma racon kesen mehtabın teninde saklı gölgemden de savruldum bir nidanın esintisinde külçe ağırlığında hüznün, binlerce kelama b/ölündüm.

 

 

 

Öncümdün

Gizemim…

Matemin izinde saklı tinim

Ruhun salvosu

Acının hasılası

Ömürlük bıçkın bir şiire daha müptela

Yorgun nazlı yalvarışlarımın arka bahçesi.

 

Surdan kalelere serili

Bir itham değil bir isyan hiç değil

Külünden doğan geceye

Nazire eden dilber gölgemin bıçkısı

Ve de dikiş tutmayan bir terennüm

Havsalamdan taşan kıyam

Acıyla örtülü bir kıyım

Göğünse manifestosu

Yarım yamalak sevdalara diş bilediğim

Genzimdeki gezegen

Ve de aralıksız ettiğim yeminlerim

 

Yâdım iken aşk

Yaram iken özlem

Çöllerde saklı Leyla misali

Eflatun gecenin de fikstürü

Hüzün lehçem

Dama taşım

Dandik gölgem

Kurumaya yüz tutmuş o devasa nehrin

Gizeminde hüküm süren

 

Bilinmezin nezdinde

Nazik bir yel

El aman demeden serili olduğum şu zemin

Hüzün bohçam ve hazin gölgem

Mıntıkamda saklı mermerden mezar taşım

Yasadığım

Yaşadığım

Ruhumu yasladığım gönül tekkem

 

Azap kuşları

Rüzgârın delici gücü

Aşkın fermanı

Sanmayın ki:

Tek fetvamdır şiir

 

Sürrealist bir imgenin telaşı

Sürtük kelamın nasır tutmuş gözyaşı

Ne yasımın inkârı

Ne de yaşımın ibaresi

Yasa misali

Yaşımdan büyük iken ruhumun vebali

 

Yüz görümü bir gün

Hür sesinde kaybolduğum sevginin meali

Köhne bir vasıf olmasa gerek aşk

Kordan heceler solumda saklı olmaya ne hacet

Demediğim kadar direncim

Dediklerimden öte de yok iken yolum ben

Yoldan çıkmadan

Taş taşıdığım kadar yorgun bedenim

Miadım

Ve de miladım

Bir mizansen iken yaşadığım

 

Yalnızlığın çürük tekeri

Çürüğe çıkmış bir f/er isem

Er meydanında aş erdiğim aşk gibi nice gizem

Varsın da olmasın bir ederim

Kulluğuma binaen anbean Rabbimi andığım

 

Sırp Sındığım

Savaşım

Esir düştüğüm cihan

Eserim iken hüzün ve hüzzam

Erdikçe hidayete

Ve işte o çetrefilli reçete

Azığım

Azayım

Mademki aza ettiğim kanaatin

Olmaz iken olmazın oluru

 

Kâğıttan bir kayığım hem ben

Kanamalı bir nehir

Aşka biat şerrinden yaka silktiğim

Şeytanın ve zalimin küflü nefsi nefesi

Azımsandığım ne ki?

Mademki

Allah katında kıldan incedir boynum

 

Boğazlandığım

Beynamaz isyanların rüzgârı

İçime ters estiğim kadar verdiğim o devasa es

Esmekle ölmek bir mademki

Bir b/ölü aşk iken yüreğin kalan mecali

 

Öyküm

Ve de öykündüğüm

Ölümüne devindiğim

Su şeffafı aşkın

Erbabı

Acının eşrafı

Sürmanşet bir şiire daha meylettiğim

Tüten dumanda kiracı

Dünyada süremediğim sefayı

Acı eşiğinde yazılası fermanı

 

Dinmeden yasım

Dikilesi mezar taşım

Direncim ve dirayetim

Bir şiirin daha gölgesinde yeşerdiğim

Yaşardığım yasadığım

Varsın olsun şu şiir bir yasanın daha eşkâli

Kırılası bir sabır taşı

Kıyım sonrası

Kıyama durduğum ruhun menşei

Ölümsüzlüğün de hicreti

Hicvinde iken yasak bir şiirin ihlali

 

Ölümsüz bir mısra dilediğim yüce Tanrı

Sözcüklerin alaborası

Hüznüm nasıl ki peçem

Perçeminde göğün derin derin

İç geçiren

Yâdımdan ayrı kaldığım

Ruhumun damgalandığı

Köhne bir lahit

Kusursuz bir cinayet yok madem

 

Kurada çıkan ömre biat

Hünkârım ve de hükümranlığında nasıl ki hayat

Racon kesen bir ferman

Endamına yenik düştüğüm şu mabet

Kusursuz bir ilham daha bahşetsin diye yüce Yaratan

 

 

 

 

 


( Ferman... başlıklı yazı GÜLÜMM tarafından 20.11.2024 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.
 

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu