
SARI
KİRAZ KUŞU
Tekbir alan yapraklar dökülüyor
Avlunda izi kaybolan adımların
Bu senin son’baharınmış inanmak zor
Vaktinden çok evvel valizini alıp gidince
Üşüyen sensizliği kim ısıtır burada
Anlatılmamış bir masal gibi
Uzun yıllar hafızalarda kızakta
Erik çekirdeği gibi acı bir tat
Ardıç çalılarına serip kuruttuğun
Çarşaf beyazı umutların içime oturan
Bulutları giyince melek olmuştun
Akşam güneşi yanağımızı ıslatıyordu
Uyudukça çocukluğuna döndün sen
Söylenmeyen her şey toprağa karıştı
Ününden habersiz ölen Kafka gibiydin
Bir şeye tutunamayan bakışlar
Varlığını inkâr için hatimdeydi
Yıllarca süren rüyadan uyanıyorduk
Adının geçtiği her cümle tekerrürle
Semayı delecek bir mızrağa dönüşmüştü
Mor tomurcuklardan canlı sarıya
Kasımpatıların ebruli şahitliğinde
Dünyaya değer kazandırırken
Hayatın dışına sürülmüş ruhunu
Anlatmaya olan susuzluğun uğurluyordu..
Mavi Yıldırım