Ateş serbestti bir zamanlar
Hedefteki ben değildim
Yanmak diye bir sorunum yoktu
Kaç değirmenin çarkına su döktüm
Taşıma su ile dönmediğini bile bile
Ve bir yorgun mermi düşünce başıma
Kar yağınca yüreğimdeki dağlara
Kabullenmek hiç kolay olmadı
Hazım diye bir sorunum vardı
kalmadı
Deli cesaretlerim kaybolmamıştı henüz
Kavak yelleri fırtına gibi esiyordu
Düştüm çukuruna hayatın
Kurtulmayı denedim
Her öğrendiğimde parolayı
Değiştirdiler
Aklıma geleni söyler
Başıma geleni çekerdim
Yere basmazdı ayaklarım
Gençlik diye bir şey vardı
kalmadı
Uykularıma açılmış her delikte sen vardın
Ve sonra
Bir bir dağıldı sis bulutları
Ne halim varsa gördüm
Neden ben? Sorusuna cevap aradım
Denemelere girdi cesaretim
Hep boşa çıktı umutlarım
Şansın böylesineydi isyanım
Kendimi Kaf Dağında sandım
Kibir diye bir şey vardı
kalmadı
Her taşın altından başka bir taş çıktı
Hiçbir şeyin göründüğü gibi olmadığını anladım
İnandığım değerleri koruyamadım
İyi insanlar erken gitti
Orantısızdı savaşlarım
İnsaf diye bir şey vardı
kalmadı
Sahildeki kumları saymayı düşündüm zaman zaman
Boşluğuna ne koyacağımı bilemedim
Kelebeklerin ömrünü düşünüp avunmayı denedim
Gücümü, zekâmla sınadım
Durduk yere güldüm, ağladım
Akıl diye bir şey vardı
kalmadı
Kaybettim dostlarımı bir bir
Kurtlar sofrasında nasip aradım
Öfkenin hocasıymış sakinlik
Boşa geçmiş ömrüm, çok geç anladım
Bir yol vardı, istemesen de gidilir
Sonun da sonu geldi
Ömür diye bir şey vardı
kalmadı
Yazarın
Önceki Yazısı