Zamanın birinde, Orta Toroslarda Taşeli Yöresinde sarp dağların doruklarında, yalnız bir yaban keçisi yaşardı. Ancak bu keçi diğerlerinden ayrılırdı; gözlerinde her zaman bir hüznün izleri vardı. Dağın eteklerindeki köylüler, ona "Ağlayan Yaban Keçisi" adını vermişti.
Halk, yaban keçisinin neden ağladığını sürekli sorgulardı. Kimi
yalnızlık sebebiyle yas tuttuğunu düşünür, kimiyse geçmişte meydana gelen bir
olayın onu derinden yaraladığını hayal ederdi. Fakat kimse onun sırrına vâkıf
değildi.
Bir gün, Ali adında genç bir çoban, bu hüzünlü sırrı çözmeye
niyet etti. Günün ilk ışıklarıyla yola çıkıp dağa tırmanmaya başladı. Zirveye
vardığında, onu yüksek bir kayanın üzerinde, yapayalnız otururken gördü.
Yavaşça arkadaşça bir tonla konuya girdi:
"Ey güzel dost, neden gözlerin sürekli ıslak? Hangi kara
düşünceler ruhunu bu kadar eziyor?"
Keçi, derin bir bakışla Ali’nin gözlerine dikildi ve usulca bir
damla gözyaşı yanağından süzüldü. Ardından, şaşırtıcı bir şekilde insan misali
dile geldi:
"Sevgili çoban, hikâyem hem uzun hem de kederlidir. Bir
zamanlar hiç yalnız değildim. Ailemle bu dağlarda beraber, huzur içinde yaşar
dururduk. Ancak bir gün avcılar buraya geldi. Onlar beni ele geçiremedi belki,
ama canım ailemi benden çaldılar. İşte o günden beri bu dağlarda yalnızlığıma
mahkûmum."
Keçinin anlattıkları Ali’nin içini derinden dağladı. Ona yardım
etmek istiyordu ama nasıl edeceğini bilemedi. Derin bir düşünce kuyusunda
debelendikten sonra sordu:
"Senin için ne yapabileceğimi söyle. Mutluluğunu geri
kazandıracak bir şey varsa o benim vazifemdir."
O an keçinin yüzünde hafif bir tebessüm belirdi ve şöyle
yanıtladı: "Tek dileğim, dağlardaki diğer hayvanları avcıların ellerinden
kurtarman. Eğer bunu başarırsan, gözyaşlarım bir gün belki sonsuza kadar
kurur."
Ali, keçinin sözlerini bir vasiyet gibi kalbine yazdı. O günden
itibaren hem dağlarda yaşayan bütün canlılara sahip çıktı hem de köydeki
insanlara hayvanların ve doğanın ne kadar kıymetli olduğunu öğretti. Zamanla
avcılar o bölgeden el çekti, hayvanlar yeniden huzur buldu.
Ve o günden sonra kimse, Ağlayan Yaban Keçisi'nin gözlerinde bir
damla yaş görmedi. Çünkü artık arkadaşı olduğunu ve hiç yalnız olmadığını kalben
biliyordu.
Not: Bu Masal Yaban Keçilerini Fotoğraflayan Ali Bayındır ve
Yaban Keçileri İçin Yazılmıştır
27.12.2024 Ankara
Durmuş Ali ÖZBEK
Emekli Öğretmen, Yazar
Kültür Bakanlığı Halk Şairi