Kavuşmuyor
kaybolduğum tufan memleketine.
Hangi harfle
söylemeliydim anbean gömüldüğümü.
Taşıyabilecek
ses kalmış mıydı başka gündüzlü,
Duvarların
usul usûl örttüğü acıları.
Günler atlıyor
varlığımı,
Üç aylar,
bayramlar ve esmer ayaklı adamlar
Ya bir de en
çıkmazı
En ıssızı
En bahtsızı…
Atlıyorsun
hissimi gazete köşelerinde.
Oyalıyor
başbakanlarla üçüncü sayfa meşhurları.
Bazen de masum
zannedilen güvercinler
Uyuşturuyor
ruhunu unutulmuş varlığıma.
Keşke diyorum
o zaman, bir cana bulansa elim
Yüz cana, bin
cana…
Bilmem ne
kadar istersin,
Kaç günahı
diliyorsa kamu merakı…
Nece olursa
manşete düşecek cinayetim.
İbranice mi?
Belki…
Ama Kürtçe
hepsinden çok kışkırtır milletimi.
Yazar kasa
yuvarlasam yedi tepeden aşağı,
Isırsam kızıl
gözlü kuduz itin birini.
Aslında atom
bombası atmalıyım İsrail’e…
İşte o zaman
ayranlarımızı yudumlayabiliriz.
Eminim
varoluşum mekân tutar öylece.
Aldığım
nefesleri tapularım üstüne.
Ama korkma ben
güçlüyüm
Kaldırırım
şöhreti.
Şöhrete binip
de bulur muyuz cenneti?
İsrail’i
öldürürsem Allah beni sever elbet.
İnsan beraberse
sevdiğiyle
Allah da hep
bizimle.
Biz de
tanışacağız İbrahim’le.
Ateş neden
yakmadı
Bir de ondan
dinleriz.
Yakmadı onu
ateş, beni yaktı bazı insanlar.
Daha şeytanmış
bir kısım insan, ateşten bile.
Ezip geçermiş
çünkü bütün karıncaları.
Boş verelim
bunları
“İnnallahe
meana”
aslanyılmaz#sürgünadam#
17.01.2025