Serbest Kürsü / Nesir

Eklenme Tarihi : 11.02.2025
Okunma Sayısı : 231
Yorum Sayısı : 6
Günün Yazısı

Bu Yazı 12.02.2025 tarihinde
GÜNÜN YAZISI
olarak seçilmiştir.
Dumanı Tütmez Alevlerden


Peygamberimiz H.Muhammad Mustafa (s.a.v)in hatırasına ithafen 
Hayat hikayesinin 95.bölümü

umut adına... 
şimdi gecelerimiz en ince yerinden bölünmede 
şehirler bir denize doğru akmakta
bereketli baharlar adına
kol kanat edinip düşlerimizi

mum gibi eriyen 
mum rengince üzülenler
yandıkça ağlayan 
gözyaşlarınca yananlar gibi
dumanı tütmez alevlerden
parıldayacak mıyız acep
can ipliklerinde

tel tel yüzlere vuran aydınlıklar 
mutluluğun beslediği arzular uzak değil oysa 
umut çok yakınlarda 
bir adım daha var 
bir el değecek elimize

öyle ya
kader insanı hep eritir potasında 
zamanın çarmıhına germek ister ruhlarımızı 
aklanalım diye
mevsimlerin kinini çarpar suratımıza
yağmurlar  yağdırır üzerimize
bülbül–i şeydayı kör kuyulardan uçuralım diye

farkında mıyız acep
hep bir kargaşadır
ruhumuzu çizik çizik eden
bir bozgunun alaca karanlığında
hep bir acı olay 
esmerletir gönüllerimizi

derya üstüne dalgalar sereriz
ezanlara karışan gök seslerinden 
münacatlar yağar sonra
çıldırmanın öncesi 
öylesi rüyalara sahibiz şimdi
kabus ve karabasanlar büyüten rüyalara
son karesinde hep
bir kahraman yaratan rüyalara
hep hasretlerimizi besteleyen rüyalara  

gül koklayanlarla 
kar deyip sel saklayanlar
bir rüyaya düşerler hep
mumdan gemilerle geziniriz  hep
ateş denizlerinde 
rehin alınmadan kutlu hayallerimiz
 
rüyalarımızın gözleri kadar kapalı şimdi
nice zamanlar var ki 
kırık aynalara mahkum menekşelerimiz
düşüncelerimizin üzerine 
kurumlar yağıyor çisil çisil

yoksa bir derya mavisine mi 
iplik iplik bağlamışlar şah yüreğimizi 
kirkitler erişlere vuruyor 
argıçlar kirişlere

hani yağmur çamur gidip de 
tipi boran kapıda bekleyenler var ya
hani masumiyeti uhut tepelerinden 
boşluğa bir şahin gibi süzülen 
hani zamanı biriktiren 
nazenin yasemenler var ya

hani nisan dallarında yeşerenler var ya
onlar ki, soluk almadan 
bekleyişlerin sırrına erdiler 
kalpleri henüz durmadan
bulunmayacak çarelere adreslenmiş mektupların
açılmayacak kapılara gizlenmiş umutların 
sırrını öğrendiler

şimdi onlardan
gönülsüz gülüşler serpiliyor kanayan yaralarımıza
yollarımızın üstüne uzaklar düşüyor, hep uzaklar
karşılıksız sevmelerin şarkısı 
eskilerde kaldı artık
şimdi her gece sancıyor yıldızlarımız
şimdi her gece …

*
asıl adı berre olan cüveyriye (ra) 
miladi 607 yılında huzaa kabilesinin 
beni müstalik kolunun reisi 
haris b. ebu dırar’ın kızı olarak dünyaya geldi
hicretin 5. yılında hz. peygamber’le (sav) 
evlenmeden önce 
amcasının oğlu müsafi’ b. safvan ile evliydi

müminlerin annesi hz. aişe (ra) tarafından 
kavmi için kendisinden daha hayırlı,
daha  bereketli bir kadın bulunmayan kişi olarak 
tavsif edilen cüveyriye (ra) ile 
evlenmekle 
hz. peygamber (sav) çok zekice 
planlanmış diplomatik bir deha örneği vermiştir

zira o dönemde
araplar arasında 
akrabalık bağları çok güçlüydü
bu sebeple hz. peygamber (sav), 
58 yaşlarında bulunmasına rağmen böyle 
bir evliliği gerçekleştirme zarureti duymuştu

bu evlilik, hz. peygamber (sav)’in 
beni müstalik kabilesiyle
akraba olması sonucunu getirdiği için 
ashabın büyük çoğunluğu 
ellerinde bulunan esirleri serbest bıraktılar

bu uygulamayı gören müstalikoğulları, 
toplu bir şekilde müslüman olduklarını ilan ettiler 
müslümanları yok etmek amacıyla harekete geçen 
bu müşrik arap kabilesi
savaştan kısa süre sonra 
müslümanlar arasına katılmış oldu

müreysi savaşı neticesinde 
müslümanlar çok büyük ganimet ele geçirmişlerdi ki
şimdiye kadar kazanılan en büyük savaş ganimetiydi
ayrıca 700 kişi de çarpışmalar sonucunda 
müslümanların eline esir düşmüştü
esirler arasında
ve kocası bu savaşta ölen 
kabile reisinin kızı cüveyriye (ra) da vardı

hz. peygamber (sav), beni müstalik gazvesinden 
yanında cüveyriye binti haris (ra) olduğu halde döndü
cüveyriye’yi koruyup muhafaza etmek üzere
ensar’dan bir şahsa teslim etti

rasulullah  (sav), medine’ye döndüğünde 
cüveyriye (ra)’nin babası haris b. ebi dırar
kızını kurtarmak için 
rasulullah  (sav)’ın yanına geldi 

kurtuluş akçesi olarak da yanında develer getirmişti
yolda gelirken, 
akik denilen yerde 
kurtuluş akçesi olarak getirdiği develerine baktı
gönlü bunlardan iki tanesini çekti 
onları vermek istemedi 
hoşuna giden o iki deveyi 
akik vadilerinden birinde gizledi
sonra da hz. peygamber (sav)’e geldi 

ya muhammed
kızım esir alındı
bunlar onun kurtulması için getirdiğim fidyedir dedi 
bunun üzerine hz. peygamber (sav)
akik’te gizlediğin o iki deve nerede diye sordu

bunu duyan haris
Allah’tan başka hiçbir ilah olmadığına 
ve senin onun elçisi olduğuna şahadet ederim
Allah’a yemin ederim ki, bu olaydan
Allah’tan başka kimsenin haberi yoktu diyerek 
müslüman olmaya karar verdi

onun islamiyet’i kabul etmesi üzerine 
yanında bulunan iki oğlu ile 
kabilenin diğer ileri gelenleri de 
müslüman oldular. 
haris, daha sonra 
o iki deveyi bulundukları yerden getirtip 
rasulullah  (sav)’a verdi

cüveyriye (ra) de 
babası haris’e teslim edildi
rasulullah  (sav), daha sonra da onu babasından istedi 
babası onu dört yüz dirhem mehir ile 
rasulullah  (sav) ile evlendirmeye karar verdi

bu evlilik, hz. peygamber (sav)’in 
beni müstalik kabilesiyle 
akraba olması sonucunu getirdiği için
ashabın büyük çoğunluğu 
ellerinde bulunan esirleri serbest bıraktılar

müstalikoğulları toplu bir şekilde 
müslüman olduklarını ilan ettiler 
müslümanları yok etmek amacıyla harekete geçen 
bu müşrik arap kabilesi
savaştan kısa süre sonra 
müslümanlar arasına katılmış oldu

bu gelişmede Allah rasulü (sav)’nün
cüveyriye (ra) ile gerçekleştirdiği evliliğin rolü 
çok büyüktür şüphesiz
beni müstalik gazvesi hem maddi
hem de manevi açıdan müslümanlar için 
çok değerli bir askeri harekat olmuştur

hz. aişe (ra)’nin belirttiğine göre 
cüveyriye (ra) ibadete çok düşkün 
çokça namaz kılan
Allah’ı tespih eden ve oruç tutan bir kimse idi
bazen hz. peygamber (sav)
onun tutmuş olduğu nafile oruçlarına 
müdahale eder 
orucunu bozmasını söylerdi

hz. cüveyriye (ra)’nin müslüman olmadan önceki adı 
saliha, hayırlı kadın anlamında berre idi
hz. peygamber (sav) ona 
küçük kız anlamında cüveyriye adını verdi

cüveyriye (ra)
hz. peygamber (sav)’den yedi hadis rivayet etmiştir
bunlardan biri sahih-i buhari’de
biri de sahih-i müslim’dedir 

hz. peygamber (sav)’in zevcesi 
hz. cüveyriye (ra)
hicretin 56. senesinin rebiülevvel ayında vefat etmiştir
bu durumda onun yetmiş yaşlarında olması gerekir

medine’de vefat eden 
hz. cüveyriye (ra)’nin cenazesini 
o zaman emevilerin medine valisi 
mervan b. hakem kıldırmıştır

redfer

( Dumanı Tütmez Alevlerden başlıklı yazı redfer tarafından 11.02.2025 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu