Memleket Şiirleri 02 - Adıyaman


Nemrut’un zirvesinde, güneş doğmadan önce, 

Taşlar bir sır saklar, 

Bir zamanlar tanrıların taç giydiği yerden. 

Yüzyıllar sonra bile, 

Gözlerdeki bakış, 

O eski hikâyeyi anlatır: 

Bir kralın düşleri, 

Bir halkın umutları, 

Ve dağların dilinden dökülen 

Bir medeniyetin son şarkısı. 


Fırat’ın kıyısında, 

Peygamberlerin adımları hala duyulur. 

İbrahim’in ateşten yolculuğu, 

Hüzünle sarar bu toprakları. 

Ve bu topraklarda, 

Her taş, her çakıl, 

Bir elin duası gibi, 

Yüzyıllar sonra bile, 

Bizi çağırır. 


Adıyaman’ın köylerinde, 

Yaşanmış her bir hikâye, 

Bir gelenekten fısıldanır rüzgâra. 

Atalarımızın göğsünde yankı bulan, 

Bir sabah namazının huzuru gibi, 

Süregeldi yıllar, 

Ama o eski dostluk, 

Hala bu topraklarda bir meşale gibi yanar. 


Ve sofralar, 

Bir araya getirir her hikâyeyi. 

Tandırdan yükselen duman, 

Bir zamanlar savaşçıların közde pişen ekmeğini hatırlatır. 

Çiğ köftenin acısında, 

Geçmişin yorgunluğunu hissedersin, 

Ve nar ekşisinin tatlı acısında, 

Adaletin, sevdanın izlerini bulursun. 


Adıyaman, 

Her köyünde, her taşında, 

Bir peygamberin hatırası, 

Bir halkın duası saklıdır. 

Ve her adım, 

Bir efsanenin, 

Bir tarihî yolculuğun izini taşır.​

19.03.2025

( Memleket Şiirleri 02 - Adıyaman başlıklı yazı HüseyinBERFE tarafından 19.03.2025 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.
 

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu