
Küçük ölçekli düşlerdi mevsimden
çaldığım her alıntı hani rüzgârın uğultusuna tanıklık eden tanrısıydı
yalnızlığın en çok da mübalağa etmeden yaşadığıma binaen içimde kıpraşan umut
sandalı…
Dalgalardan aşktı madem
Matemin örtüsüne yüz süren
Mahcup edası aşkın
Rotası inişli çıkışlı bir kâhin
Biçtiği kehanete diş bileyen sefil
yüreğin mabedi.
Gökte sarkıt
Aşksa kaybolan ritmi mevsimin
Düş kuvözlerinde saklı o müdavim
Bazen gerçeklere perde çeke ettiğim
son yemin.
Bir handikapsa aşk, ne ara düştümse…
Bir yalansa mutluluk peşine düştüğüm
iklimde
Saklı ruhu umudun
Pejmürde kimliğimde salındığım
kadarım
Rengimle, sesime ve s/usumla
Kavrulduğum şu nifak
Kimse hayatla arama soktuğuna biat
Sokulduğum Rabbim kuş ürkekliğinde
sektiğim
Bir buluttan diğerine
Ektiğim şiirin dilinde
Atan kalbim aralıksız.
Müsebbibi varlığın ki
Kıtalar aştığım adalar ördüğüm
Dağlardan kaçtığım denizlere daldığım
Kibirsiz bir iklimde yerle yeksan
Kinaye yüklü sihrinde dünyanın
Kalbe yüklediğim heyecan.
Sazı sözü yok ki düşlerin
Ses etmeden yaşayıp sevdiğim
Ederi neyse ömrün kayda aldığım dünün
Uğruna balçıklara battığım
Gel gör ki hala masum ve beyaz
kaldığım.
Şimendiferi renklerin
Bazen zincirleme sevdiğim
Bazen zaaflarımı öldürüp insan
kimliğimi layığıyla giydiğim.
Mataramda aşk
Heybemde saklı kaçkın şafak.
Andığım kadar anılmadığım.
Mabet bildiğim şu beyaz yaprak.
Hayallerin kırbacı devindiğim
Lanetin efkârında dönük yüzü sevgimin
Özlemi de şerh düştüğüm
Bilinmezin indinde bir koza ise
gizlendiğim
Nazenin ruhla gezindiğim
Evrenin solunda saklı müzmin yüreğim.
Hüzne dönük her vakit
Aşk ve umut diye altına imzamı
attığım o akit.
Sevda ise miğferim
Yürek ise amblemim
Layığı ile yaşayıp da sevdiğim
Gerisi Allah kerim.