Ben hâlâ üzülüyorum.
Ama bu, bir isyan değil. Ne hayata, ne yazgıya, ne de Yaradan’a bir başkaldırı… Bu üzüntü, içimde büyüyen sessiz bir hüzün. Sabırla yoğrulmuş, tevekkül ile sakinleştirilmiş bir keder.
Her sabah aynı bedende uyanıyorum. Her gün aynı zorlukları biraz daha derin hissediyorum. Fakat her güne “neden ben?” diye başlamıyorum . Zamanla öğrendim ki, bazı soruların cevabı yok bu dünyada. Bazı acılar, sebepsiz gibi görünse de aslında insanın içinde başka pencereler açıyor.
Sabretmek, sadece dayanmak değilmiş meğer. Sabır, kalbin çatlamadan daralması, gözyaşının isyan değil teslimiyet taşımasıymış. Ve tevekkül… Tevekkül, elinden geleni yapıp sonrasını huzurla Allah’a bırakabilmekmiş. Ben de öyle yapmaya çalışıyorum. Her şeyin bir hikmeti olduğuna inanarak yaşıyorum.
Ama yine de üzülüyorum. Çünkü insanız. Hüzün, kalbin inceliğidir belki de. Kabullenmek, unutmaktan ibaret değil. Bazen bir duaya karışır hüzün, bazen bir iç çekişe. Ve ben, her şeyin ardında bir hayır gizli olduğuna inanırken bile, o hüzünle susmayı öğreniyorum.
Bu hastalık benden çok şey aldı, ama belki de en çok sabretmeyi öğretti. Sessizce beklemeyi, şikâyetsizce gülümsemeyi, ve her şeyin ötesinde, hâlâ şükretmeyi…
Ben hâlâ üzülüyorum. Ama artık bu, içimi kemiren bir ağırlık değil. Bu, Rabb’ime açılan derin bir kapının sessiz anahtarı gibi. Ve o kapının ardında, belki bir gün, her şeyin anlamını anlayacağım.
Sabırla bekliyorum.
Ahmet Teker
(
Ben Hala Üzülüyorum başlıklı yazı
Söz Avcısı tarafından
5/6/2025 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.