
‘’Ruhum azaldı duymadım, kanıma sözüm geçmiyor
Bu savaşı ben icat ettim, yenilgi baştan
belliydi
Bu kurguyu ben kurdum, başrolü başkasına
kaptırdım
Beni bir son bekliyor, az sonra orada olmam
gerek
Bir sona yetişmem için daha kaç son içimde
tükenecek.’’(Alıntı)
Delişmen öfkesi ölümün ve bir sentez hayatın ta kendisi
ikircikli gölgeler kasvetin duvağını yırtarken kan damlıyor aşkın asasında
saklı tutulası bir dilek misali şairin, kabrinde s/aklandığı değil asla yalan.
Dünya bir cehennem.
Dünya içine düşülesi t/uzak.
Dünya endamlı bir masal ve ilhamın perisine müteşekkir şair
oysaki yukarıdaki beş dizeyi yazmazken şair okuduğuna değecek bir tebessüm ile
dirildi ve serpti üzerindeki ölü toprağını kağıdın beyaz bakir zeminine…
İltifata tabidir aşk.
Tabiatın kanunu zaruri bir esintidir her şiir.
Şairse ulağı yerin göğün ve uleması alıcı kuşların.
Patavatsızca sever şair ve şeker gibi erir yüreği.
Erer de hidayete ölümün ön sözünde saklı iken binlerce nesir
binlerce şiir ve dize.
Bir düşün bir düşün…
Bir de düş’ ün b/atağında atağa kalkar sözcükler şerefesi
ömrün ötenazi yaptığı ruhunda saklı serler sırlar surlar.
Uyruğu ölüm.
Ulağı hüzün.
Uleması cahil cesaretinin.
Menşei kabir ve yaşarken yaşadığı kabir azabı.
Göğün tentesine konan göçmen kuşlar şairse bir göçebe bir
garip gibi zikrine eşlik eden fikrine edimlerle sarılır da mazisine.
Dünü kovsa da kapısından gününü gün de etmezken ve işte
kalibresi kayıp bir silah iken kalem bir bir dökülür kurşunlar haznesinden ve
son kurşunu kendine saklar şair lakin öncesinde aşka düşer ve yere düşer kalkar
da bir başına.
Yalnızlık yorgun bir senfonidir.
Sevda ise yılkı atı.
Semazen imgeler elbet şairin tekelinde.
Hicvinde ömrün hicret bildiği kadar kalemin diktesi ve
diktatörü ruhun.
Yana yakıla yaşamanın bir adım ötesi yazmak madem.
Matemi ile örtülü üstü yüreğinin.
Kumpanyası acının ve kuması şiirin ve külünden doğan günün
evresi verdiği fetva ne ki öncesinde ve de şairin içi içine sığmazken kolaysa
sığ kabrine…
Sırdaşı Rabbi ve kalemi.
Sıra dışı bir aşkın da kabul gördüğü ve bir rivayet olsa bile
mutluluk şair mutludur aslında içinde yaşadığı kabrinde ne de olsa hüzün
ekilidir toprağına ve binlerce filiz boy verir kalemin nemi ile ıslanırken iki
âlemde de aziz olmanın hatırına şair sadece yazar ve sever ve susar ve bekler
de bekası ölüm bakaya kalansa illa ki hüzün…