BAHE
Not: Bu şiiri ya okuduktan sonra ya da okumadan alttaki öyküsünü mutlaka okuyunuz.
/
Merhaba anne
Ben geldim
Adımı hatırlıyor musun bilmiyorum
Aslında çok isterdim hatırlamanı
Ben çok zor hatırlıyorum bırakıp da gittiğin anı
Oysa çok merak ederdim, sesindeki heyecanı
“Bahe, oğlum” diye seslenmeni.
Sorarsan eğer
Geride unuttuklarını hatırlatmak için geldim şiire
Korkma
Acıtmam
İncitmem seni
Ömrümün sancılı bekleyişlerinden
Hüzün türküleri ezberlettim dudaklarıma
Susmayı öğrendim ömrümce anne…
/
Şu koca ufuk çizgisine âşıktım anne
Gündüzleri gözlerimin
Geceleri yüreğimin derinliğine indim o uzun ufuk çizgisiyle
Bu yüzden turuncuyu da çok severim
Karanlığı da…
Karanlık, çok şey söylüyor dinleyene anne
Ölmeyi de, sabretmeyi de, susmayı da,
Seni beklerken öğrendim aslında ölmeyi
Bu yüzden ölmeyi de sevdim
Ağlamayı da…
/
Çalınan kapılara ilk ben koştum
Açtığım kapılarda her sen olmayışında kahrola kahrola
Artık kocaman bir adam oldum
Yetmiş altı yaşını buldum anne
Yetmiş koca yıl yollarını bekledim
Geleceğim dediğin kapını eşiğinde.
Kıvrana kıvrana
Bütün harflerini ezberledim zamanın
Ve bütün mevsimlerini
Bütün özlemlerini
Sabrın dudaklarımda çatlamasını
Gözlerimde uzamasını öğrendim.
Birlikte doğduklarım öldüler
Köylüler değişti, köy değişti
Her şey değişti
Bir gelmeyişin değişmedi
Gelmedin…
/
Ufuklar eskitti gözlerimi
Ben gözlerimde öldüm toprak toprak
Hep toprak çekti gözlerimi
Benimdir bildim her cenazeyi.
Bekle dedin, geleceğim dedin,
Biliyor musun?
Ömrümü demledim geleceğin o kutsal güne
Gözyaşlarımda ağıt tuttu her köşe
Bu yüzden sadece
“Gözyaşlarım gülümser güneşe”…
/
Gözlerinde çoğalmadan
Yüreğinde büyümeden
Ayak izlerini görmeden
Çocukluk
Gençlik derken
Geçti bir ömür anne.
Kim ister hasret tütsün hayatı
Kim ister sensiz geçen akşamı
Kim ister bir tutam sensiz anı
Ve bütün istemediklerimin ortasında
İçimdeki sensizlikte kayboldum…
/
Vakit çok geç
Dalları kurudu Bahe’nin
Gözpınarları sökün tuttu, artık görmüyor anne
Soğuk mermerlerde
Issız bir zamana ağladım,
Sen gelmedin.
Ah anne
Her yer karanlık
Az önce yıkadılar sensizlikle çürüyen bedenimi
Bir vedaya yazıldı bütün özlemlerim
Bari şimdi gel
Işığım ol
Korkuyorum anne
Işığım ol
Çok karanlık
Işığım ol
Artık gelme, ben sana geliyorum anne…
/
Âdem Efiloğlu
21 Mayıs 2017
/
Şiirin Hikayesi
1928-2014 Mardin'den Suriye'ye gitmek zorunda kalan 3 çocuklu Süryani bir annenin bakamadığı için manastıra bıraktığı küçük oğludur Bahe. 2 yaşında iken bir horozun saldırına uğrar ve kısmen özürlü kalır. Annesi o 6 yaşında iken onu orada bırakıp ayrılırken “Bekle geleceğim” der. Manastırda rahip ve rahibeler tarafından büyütülen Bahe, yıllarca manastırın bahçıvanlık, çobanlık ve temizlik işlerini yapar. Manastırın kapısı her açıldığında koşar, ilk o açar. Geçen yıllar boyunca sürekli annesinin gelmesini bekleyen Bahe, sadece özel günlerde manastırdan çıkar. Aradan geçen 76 yıl boyunca manastırda çok sayıda metropolit, rahip, rahibe ve hizmetçiler gelir geçer ama Bahe hep orada kalır. Son zamanlarda yürümekte bile zorlanan ve gözlerini kaybeden Bahe, vefat ederken bile annesinin özlemini bir çocuk kadar yüreğinde hissetmeye devam etmiştir.

Adem Efiloğlu
( B A H E başlıklı yazı AdemEFİLOĞLU tarafından 19.05.2025 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.
 

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu