Online Üye
Online Ziyaretçi

Garip gureba,
pejmürde kılıklı bir adam
geçiyor bu ıssız sokaklardan...
Ağzında dili var mı, bilinmez.
Her gün, ağır aksak adımlarla
ezberlediği kaldırımlardan yürür
Evden matarasız çıktığı görülmemiştir hiç,
bir de gün doğmadan
yanına aldığı emektar asası vardır —
kendi gibi yorgun, kendi gibi suskun.
Rüzgar bile selam vermez bazen,
gölgesi dahi geç kalır ardından.
Gözlerinde eski zamanlardan
sarkık bir sessizlik asılıdır.
Ve nihayet,
garip gureba,
pejmürde kılıklı o adam
yalnızca sokaklardan değil —
usul usul geçiyor bu hayattan…