Sisli İstanbul
Bir ipek tül gibi zaman, 
aralandığında usulca,
Fısıldar maziden bir ses, 
derûnî, loş bir odada.
Sanki yedi tepeden değil, 
yedi kat gökten bir rüya,
Damlar avuçlarıma eski İstanbul, 
bir başka hülya.

Taşında bin yıllık bir nefes, 
her yokuş bir zaman aralığı,
Gölgeler uzar cumbalardan, 
sırdaşı yorgun çınarların.
Bir tramvay çanı uzaklarda, 
sanki dün gibi, oysa ne çağı?
Hafızanın kuytularında saklı, 
o solgun baharların.
Bir gümüş tepsi Boğaziçi, 
ufka doğru uzanır mavi,
Vapur düdükleri bir ağıt, 
martı çığlığı eski bir sevgi.
Yalıların ahşap yüzünde, 
o incecik, kırılgan bir nağme,
Geçmişten bugüne süzülen, 
hem keder hem de bir heves ki.
Her pencereden sızan ışık, 
bir ömrün hikâyesini fısıldar,
Gönül yorgun bir tebessüm, 
anılarla demlenir, sızlar.
Kırlangıç telaşında akşam, 
rüzgâr eser, yedi tepeden,
Yıldızlar göz kırpar nazlı, 
bu masal hiç bitmesin 
dercesine yeniden.

Ah, o İstanbul ki, 
hem yitik bir diyar 
hem de capcanlı,
Zaman aksa da hoyratça, 
ruhu ebedi, sevdalı.


( Sisli İstanbul başlıklı yazı NEJAT HOCA tarafından 4.06.2025 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.
 

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu