Dün akşam yürüyüş yapıyordum. Mahallenin dışında, spor sahalarına ait otoparkta karavanlar dikkatimi çekti. Spor faaliyetleri bitince, galiba sahalar kamp yeri olarak kullanılıyor diye düşündüm ama kampa benzer bir şey gözükmüyordu. Daha önce bu otoparkta karavan görmediğim için ilgimi çekti ve hangi ülkeden geldiklerini merak ettim. Plakaya baktım: TR!

 

Türkiye plakalı bir araba daha önce görmüştüm ama karavan hiç görmemiştim. Karavanın yanında birkaç kişi vardı. Yanlarına gittim.

 

— Merhaba! Hollanda’ya hoş geldiniz!

 

— Merhaba, hoş bulduk!

 

Karavanda emekli olduklarını söyleyen iki bayan ve bir erkekle tanışıp, kısa da olsa ayaküstü sohbet ettik. Sohbet çok samimiydi. Kaç yıldır Hollandada olduğumu öğrenince şaşırdılar. Umarım bunca yıl yurtdışında yaşayan birinin hâlen güzel Türkçe konuşabildiğine şaşırmamışlardır.

İki ay önce Türkiye'den çıkmışlar, geze geze Hollandaya gelmişler. Birkaç gün sonra İskandinavya ülkelerine doğru yola çıkacaklarmış.

— Hollandayı nasıl buldunuz?

Çok beğenmişler; tarihi, kültürel ve doğa güzelliklerini gezip görmüşler. Amsterdamda kanal turu yapmışlar, onu da çok beğenmişler.

Yaz tatilimi Türkiye’de geçireceğimi söyleyip gün saydığımı anlattım. Şaşırdılar.

Türkiyenin berbat olduğunu, 22 yıldır canlarından bezdiklerini söylediler. Ekonomik sıkıntının artık boğazı aşıp başı geçtiğini, yani ekonomik olarak boğulduklarını anlattılar. Mesele siyasete doğru gittiği için konuya pek ilgi göstermedim. Sohbeti kısa kesip yürüyüşe devam ettim. Ancak sohbet beni düşündürdü.

Emekli maaşıyla karavana binip iki aydır dünyanın çok pahalı ülkelerini gezmeye çıkacaksın, o pahalı ülkelerin pahalı mekânlarında mesela kanal turu gibi etkinlikler yapacaksın ama hâlâ “fakiriz, açız! diyebileceksin

 

Kim ne anlatırsa anlatsın, karavanla aylarca dünyanın en pahalı ülkelerinde tatil yapmak zenginliktir, vesselam! Mesele fakirlik, fukaralık, yani açlık değildir. Konu; huzursuzluktur, mutsuzluktur. Galiba dünyada mutlu olan çok az kişi kaldı. Kime sorsan, hâlinden şikâyetçidir, mutsuzdur.

 

İnsanların daha sağlıklı yaşamaları için refah düzeyi yüksek olan ülkelerde çok çaba sarf ediliyor. Çeşit çeşit faaliyetler düzenleniyor, bu uğurda büyük masraflar yapılıyor. Bunların yanı sıra aslında insanların mutlu olabilmeleri için de faaliyetler düzenlenmelidir. Yapılabilecek binlerce etkinlikten biri de belki de en etkilisi mutlu olduğunu ispat edene ödül vermektir.

 

Mutluluğa ödül verildiğinde, mutluluk oranı kesinlikle çok hızlı bir şekilde yükselecektir. Ödül alabilmek için çoğu insan hayatını gözden geçirip, aslında ne kadar da huzurlu ve mutlu olduğunun farkına varacaktır.

 

Ödül illa çok hızlı koşana, yürüyene, yüzene, uçana, takla atana mı verilsin yani?


abdullah konuksever

( Mutluluk Ödülleri Dağıtılsın başlıklı yazı hotamisli tarafından 28.06.2025 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.
 

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu