Şehir Sustuğunda İnsanlık mı Konuşur?
Ah sevdiğim,
Gecenin içinden doğar yıldız çiçekleri,
Bir tebessüm gibi düşer karanlığa umut,
Yan yana olmasak da,
Yüreğimizin kıyısında buluşur seslerimiz.
Ah sevdiğim,
Küllerinden doğar sevdanın kuşları,
Zamana direnir bir öpüşün sıcaklığı,
Ve biz, İnsanlığımızın en çıplak haliyle,
Sarılırız yarınlara yeniden.
Seninle bir şiir,
Sessizliğe dokunan bir buse olur…
Özgürlük,
Saçlarının rüzgârında çoğalan bir anıydı,
Gözlerin gökyüzüne uzanırken,
Deniz sustu, kum fısıldadı,
Her dalga senin ismini kıyıya çizdi usulca.
Ah sevdiğim,
Bizler bir zamanın gölgesinde değil,
Işığın kendisinde bulduk kendimizi,
Ve ne zaman kaybolsak gölgelerde,
Senin varlığın yankılanır en uzak vadilerde.
Ah sevdiğim,
Zaman bile eğilir şiirimize,
Ve dünya,
Bir dize kadar susar bazen.
Biz ise,
Sadece birbirimizi dinleriz o sessizlikte.
Rüzgârla sil baştan yaşasak
Senin adın olurdu her esinti,
Sessizlik bir kadehte dolarken,
Biz dudaklarımızla içerdik anlamı.
Ellerimiz değmese de birbirine,
Yıldızlar kadar yakın olurduk gecede,
Bir kelimeye yüklerdik bütün sevdaları,
Sonra bir sessizlikle mühürlerdik zamanı.
Ve şimdi, arka fondan soyunmuş bu dizelerde,
Sadece sen, ben ve şiirin özü kalır.
Geriye ne kalırsa kalsın,
Eğer sen varsan...
Hepsi anlamı bulur sevdiğim.
Mehmet Aluç