Sahafın önüne geri döndüm.
O çan yine aynı yorgun sesle çaldı ama bu kez içimdeki sessizlik başka bir şeye dönmüştü.
Defteri masanın üzerine koydum.
Artık sayfaları bitmişti.
Ama bu defterin bitişi bir son değil, bir başlangıçtı.
Çünkü bu defter bana şunu öğretti:
Bir kelime yola çıktığında, onu kimse durduramaz.
Zaman aşındırır, toz örter, rüzgâr savurur ama kelimeler kaybolmaz.
Ve ben artık anladım ki:
Bu defterin hikâyesi sadece bana ait değildi.
Tozlu rafın sessizliğinde başlayan yolculuk,
ilk satırın gölgesinde,
kırık bir kalemin izinde,
şiirden kaçarken,
yarım kalmış mektupları toplarken,
rüzgârın uçurduğu sayfaları kovalarken,
enkazın içinden yükselen sesi duyarken,
sokakların şarkısını dinlerken,
boş bir sayfaya cesaretle bakarken
benimle birlikte yüzlerce insanın hikâyesine dokundu.
Şimdi bu defteri kapatıyorum.
Ama yeni bir defteri açacak elimde artık başka bir cesaret var.
Son satırı yazdım:
“Bir gün sen de bir defter bulursan, korkma.
Çünkü kelimeler kaybolmaz.
Kelimeler, seni bulur.”
Ve o an bordo kapak son kez kapandı.
Kayıp Defter Serisi – SON