Duydum…
Gidiyormuşsun.
Bende kalan ne varsa
Birer birer toplayıp,
Bir kenara bırakıyormuşsun.
Ne anılar kalmış sana,
Ne kelimeler…
Hepsinin altını, üstünü demeden
Çiziyor, karalıyorsun.
Oysa biz,
Bir masanın başında,
Kalemlerimizi aynı deftere sürmüştük.
Sayfaları birlikte açmış,
Birlikte yazmıştık ilk satırları.
Ama sen,
Beyaz sayfayı değil,
Kendi temellerini karaladın.
Bu ilişkide
Aşkın müteahhidi sendin.
Ben sadece
En sağlam tuğlaları getiren ustaydım.
Demirim pas tutmazdı,
Harcım çatlamazdı,
Hamurum yoğundu…
Ama temelin,
Çürük bir zemine atılmıştı.
Sana gün doğarken pencere yaptım,
Rüzgâr girince perde astım,
Duvarların üşümesin diye
Sana sıcak renkler sürdüm.
Ama…
Temelin bozuksa,
Saray bile çöker.
Şimdi yıkıldın diye yakınma.
Çünkü bu enkaz,
Sadece senin eserindi.
Ve bil ki,
Benim elimden çıkan her şey
Hâlâ dimdik ayakta bir yerde durur.
Sadece senin mayanda vardı o eksiklik…
O çürük, o boşluk, o uyumsuzluk.
Sen yıkıldın.
Ben değil.
Ben sadece
Başkasının temeline
Bir daha harç taşımamayı öğrendim.
(
Çürük Temel başlıklı yazı
Hasan Uyar tarafından
12.08.2025 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.