görüneydim şu kırmızı yapraklı tarçın ağacının altında,
âh,ne olurdu!
Unutmak, diye bir kelime var.
Unutucuydum
Öyle yaratılmış, kalbim öyle yasalanmıştı.
unutamadım
Ne kadar zordu ,
derin bir hasretin üstesinden gelmek.
Unutur gibi bile olmadım .
Uzaklaşmadı içimden hiçbir hatıran.
Hep seni hatıram diye andım .
Dağa taşa anlattım hatıralarını,
dünde kalsan da seni hep bugünmüş gibi bildim.
Hiçbir şey giderek uzaklaşmadı.
Hiç olmamış gibi olmadı.
Artık zaman vardı .
istemediğim kadar çoktu.
Lâkin sen yoktun .
Bir tek senin hasretinin üzerinden zaman geçmiyordu.
Yeryüzünün o zamanları bu zamanlarına uysaydı,
onca yıl ağlar mıydım,
onca yıl bekler miydim,
seni .
Kalbimde canlı her hatıran.
Bende unutuş yok.
Aşkın zamanı bitimsiz şimdi.
O kadar bekledim.
O kadar gelmedin.
Hasretin kalbimin zarına değince,
fuadına inince,
gecenin geç bir vakti denize karşı durdum .
Olan hasretiyle açtım göğsümü.
Bir denize indirdim bakışlarımı,
bir göklere çevirdim.
Kalplerin Sahibi’ne seslendim
Gökler sessizdi
ama ben tepeden tırnağa sendim
Rabbim, dedim, demelerin en içteniyle.
Semanın aydınlanma zamanı geldi.
Göğün rengi yerde,
Yerin rengi göklerde yansımaya başladı.
Yeşilin üzerinde yeşili,
Alevin içinde ateşi seçiyor şu gözlerim.
Ama çok yalnızım.
Koca dünya da bir başıma.
Onsuzum.
Önceki yalnızlığıma hiç benzemiyor bu.
O zaman varlığını bilmediğim bir onun yokluğuyla
yokluk çekiyordum.
Şimdiyse bir kez bulup da kaybettiğimin
boşluğuyla doluyorum.
beni şu dünya yolunda onsuz koma,
beni onsuz bırakma.
Rabbim, dedim, aynı içtenlikle.
Çok bunaldım onun uzaklığında.
Ondan habersiz.
Çok yorgunum.
Bana bütün haberlerin yerini tutacak
bir haber gönder ondan
Üzerime bir güzellik kondur.
Yüreğime bir ferahlık indir.
Avunmalığım olsun,
hiç ummadığım bir sevinç olsun
Lütfet.
Bu gam denizinde tatlı bir dirlik olsun.
Sürgünlüğümün sebebi o değil
ama mükâfatı o olsun.
Sen ki dağları dağlara kavuşturursun,
Kavuşmamız kıyamete kalmasın,
burada olsun.
Bir dünya yetmez ona doymaya.
Ahretliğim de o olsun.
Ey kalpleri çekip çeviren, açan değiştiren.
Yokluğu yokluk ki,
ben onu hâlâ yitirdiğim zaman ki,
sever gibi seviyorum.
Şu arzın sathında onu bana
onun kadar kuvvetle hatırlatacak biri daha varsa
gönder bana.
Yoktu.
Arzın sathında aramızda
bir büyük umman duruyordu.
Her şey kopmuş ayrılmış aslından.
Bir o kalmış
arı duru, yekta.
Gülün adıyla varlığı arasına mesafe girmediği,
Dünyanın o en saf zamanında.
Aşkı sadece aşktı.
Dünyalar kadar büyüktü
İsmin,
buz kırağı mevsimlere,
coşkun nehirlere, akıntılarının altında
sakin sakin akan,derelere..
hiç bilinmedik yabani çiçeklere,
hiç yaşanmamış zamanlara.
Çok renkli kuşlara
Fısıldandı da
Haberin yok mu
Unutma…
Her şey senin için
Ama sen her şey değilsin.
Bil ki kalıcı değil geçicisin,
Her ne ki var sende,
güzellikten yana,
ödünçtür
senin sanma.
Şımarma.
Muhtaçsın bana
redfer