Düş birikintilerinde saklıdır yaslı
nidalar ve serpilen güncesinde yaralı şehrin, şiirlerin de müdavimidir sefil
serçeler.
Seyrine doyum olmaz madem düşlerin
Neyin nesidir bu vazgeçişler?
Neyin nesidir gecenin sandalı kesif
bir hece
Şairin de iniltisi için için çemkiren
Bir hayta narada mı saklıdır aşkın
pamuktan lehçesi?
Mağdurdur mevsim;
Mahzun şairin yaralı dizeleri
Kukumav kuşlarına da pek bir rağbet
Aksayan ayaklarında şehrin
Nasıl da keyif ehli bir surettir,
Rabbim
Şiirin geçkin ve kaçkın vecizesi.
Yol yorgunu da değil hani sevda
Yoldan çıkan düşlerin son vedası mı
yoksa?
Aşkın atıl bahçesinde
Moraran resimler gibi
Mürekkebin dağınık teninde saklıdır
izi şairin
Alıp vermeye doyamadığı nefesi
Nefsinde bir sükun
Esefinde ruhun
Elbet unutulmuşluğun alfabesi.
Göğün çadırlarında ayan beyan
Kuş yumurtalarında mı saklı yoksa
isyan?
Bir kamber ki
Düğünün habercisi
Bir sekant ki
Asrın ta kendisi o kısacık zaman
dilimine
Sığmışken kocaman yaşam.
Kodaman gövdesinde lanetin
Zaruri bir tebessüm ve esinti
Elbet lal hecesinde yorgunluğun
Dipsiz bir kuyudur renklerin
tarihçesi.
Bozguna uğrayan maviden çaldığımız
umut
Yeşeren tohumun çağırdığı utku gibi
Ufka bandığımız mazi
Ve baş aşağı ettiğimiz şairin
cübbesinde saklı
Marazi bir gölge
Aşka dahi leke sürerken kendini
bilmez zümre
Şimdi gidip de saklanacak zaman mı,
şair?
Sözcüklerin yakamozu çağrıştıran
O haletiruhiyesi
Kaç mevsim eskitti kim bilir
Aşka attığı her çentik
Aslında dikişi tutmayan bir yaradan
Doğacak azap ve acı
Yalandan da sevmedik hani kimseleri,
Dercesine ruhun aşikar özlemi
Kendiyle cebelleşen her resimde
Ait olmadığı bir kare işte dünyanın
alfabesi
Şairin saklı tuttuğu ümidinde baş
veren
Bir sözcükten de mi kesecek yoksa
nimet
Bildiği bir lebiderya hazine
Göğsünde çıtkırıldım bir hazan
Mayhoş tadında yalnızlığın
Af bulan bir sözleşme sözüm ona
Gaipten gelen ilhamla özlem gideren
Bir rabıta ki;
Eşkali kayıp mısralarda
Şeklen huzur bulan
Andıkça dostluğunu ruhunu
Talan olmuş varlıktan hala medet uman
Ve fışkıran bir tecelli
Doğasında kâinatın zaruri bir
tebessüm
Yüreğin ırmaklarında kayığı su alan
şiirin meali
Beylik bir söylem de değil hani
Efsunlanmış gök kubbede asılı bir
rubai
Şimdi zamanıdır belki de yuvaya
dönmenin.