
Sözcük avına çıkan bir dehlizde
konaklamış yabancı acılar bazense matemin meltemine eşlik eden sırdaş gözyaşı
ve gökle tokalaşan yerküre işinin ehli vakur bir yürek sesi kükreyen nidalardan
doluşan Nisan tasına meftun ve kor imgeler şimdi sağalttığımız kadar
sarmalayalım da aşkı ve mehtabı sonramızla teselli bulacağız her renge adayalım
karanlığı bir de kucaklasak ya o yaralı yıldızı hani ışığından medet umarken
aşka da nazire eden bir gök taşı ile enginlerde hasbıhal eden.
Devrik cümleler saklı niyazında
satırların tıpkı şairin kof dününde engebeleri atlayıp da erdiği o minval ve
küreyen ıssızlığı sonrasını koklayan ve el yordamı sevip iyiye yoran meçhul
dizelerin sahibesi iken geceye eşlik eden.
Bir laneti öldürüp ant içen.
Bir emir eri iken şair elbet kalemi
şaire hükmeden.
Yasındaki tasayı kavuran hicap ve
yaşla yumuşayan yürek aslında geçmişin izini süren keramet ve görüntü ihlali
iken kanlı gözleri mevsimin, bir bir solan rehavet.
İhbar ederken aşkı kendinden geçen
bir yetim imge tıpkı sağında solunda arayışta iken inancına vakıf her mazlumla
restleşip de nihayetinde zalimin topuğuna ateş eden.
Sözcüklerin koştuğunu tahayyül
ediyorum ve mevsimin şehvetine yenik düşen geceden çalıyorum ben bu satırları.
Yakamozların kokusu olur mu, sevgili
Kafka?
Ve iç bükey acılarım beni ve ruhumu
neden bir beden büyük gösterir?
Aşkı azat eden meleklere de kırgınım
tıpkı kavuşulmazlığında hayatın dar cepheli pencerelerde sırıtırken gün ışığı
ve işte ıslıklıyorlar yüreğimi belki de sana meftun düşmüşlüğüme sirayet ediyorlar.
Sesin ta kendisidir sana yazdığım her
mektup.
Aşkın da sökük rütbesi.
Muhatabım olan hiçbir sanrı yok ki
ansızın sancılanmayayım.
Örttüm koltuğun yüzünü ve yüzü asılan
duvarlara bu sefer ben döndüm sırtımı bir tek sana dönemiyorum bir tek aşka
öykünüyorum.
Yoldan çıkan güneşi sorup soruşturdu
karanlığın tanrısı ve tezat yönlere savrulduk biz.
Biz olamadık da aslında bizliğe dair
hiçbir ayrıntı da yoktu elinde Tanrının.
Koşulların ağırlığı malum sevgili
Kafka ve sana duyduğum aşk da çok bariz oysaki ne az geldik bir araya yoksa o
da mı bir rüyaydı?
İç cebimde saklı şiirler yazmaya dair
bir hikayenin de mizanseninde ben bir aşk gazisiyim ve yüreğim firar etmeden
kavuşamıyorum kendime ve geceye. Bol keseden sevdiğini söylüyor insanlar ve ben
d/üşüyorum üstelik kimse de görmüyor ama benim gördüklerim tüm dünya ahalisine
yeter.
Kan kusan cinayetlerle yüklü her gün
manşetler ve ben resmediyorum içimdeki gizemi ve masumiyeti ve biteviye
kurşunlanıyorum.
Dün gömdüm tüm yalanları mezarlığa ve
tünedim mezar başlığına sahi bir başlık mı adamalıyım her yazdığıma yoksa
sondan başa mı saymalıyım?
Bir lanet belki de ikimizi asla bir
araya getirmeyen oysaki ne kadar yakınız.
Oysaki çok da uzağız.
Belki aynı şehirdeyiz belki aynı
dehlizde ve ben hala ihtimaller doğuruyorum sonramla iştigal dünümde
kalmışlığıma da rağbet etmiyor hani insanlar.
Bir leş edindim dün gece. Ve keş olan
tüm ölüleri gömdüm en derine.
Ne soyutum ne somut aslında varlığıma
delalet hiçbir şey de yok şu sefil satırların haricinde.
Kükreyen bir yalnızlık saklı ve ait
olmadığım bir malikane ve özrümle özüme vakıfım aslında kürediğim lanette
bozguna uğradım ben üstelik defalarca.
Seni sevmekle de iş bitmiyor ve
yorgun bedeninle bana ulaşamayacağın çok bariz.
Ufacık odanda kendinle cebelleşirken
bana yakındığın hiçbir şey aslında her şeyim olmaya aday hatta oldu bile.
Mevsim gibi renksiz yüzün, sevgili
Kafka ve tıkanan nefesin. Ölümü çağıran hüzün gibiyim ve kendime ihanet etmemek
adına sana varmayı ertelediğim belki de nazımla niyazımla yenik düştüğüm bu matem
havasında ısrarlı olan sadece sensin.
Bir muhatabım var ya da yok.
Bir mazeretim de…
Bir mevkiim var mı peki?
Ya, cesaretim?
Esaret demeliydim belki de ne de olsa
kof yüreklerde kör düşler hayalet misali ikimizin arasını açıyor.
Yakarışını duyar gibiyim ve kocaman
bir kadehte bol bol nasipleniyorum acı şuruptan belki de senin yerine içtiğim
bir şaibe bu hani bulutların uğurladığı gün gibi ve ben mütemadiyen
belirsizlikle hükümlü iken bu anlamda açığa aldığım her belirteçtir prangalarımı
yok sayan belki de beni yok sayan evrene çağrımdır şu yetim imgeler ve soluk
yüzünde parlayan aşkı görmekle gömmek arasında kararsızım.
Ulaşamadığım bir yakasın, sevgili
Kafka belki de yakası açılmamış esprilerden bunca insan payına düşeni alırken ben
tüm ciddiyetim ve acımla bir kenarda seyirci koltuğunda aşkın piyesini
izliyorum.
Metazori bir aşk değil bu ve olamaz
da üstelik insan asla zorla sevemez ve de görmeden ve d/okunmadan.
M/eziyet babında aklına ne gelirse ve
düş yakasından sesleniyorum sana ne de olsa düşmeli bu aşk yakamdan elbette sen
gözümden düşüp de kendimi görmeye ve anlamaya hasret duyup özlemle anarken
adını.
Yükümlülüklerim hayli fazla belki de
farazi bir denklemde ne eksilen ne de çoğalan bir sabit sayıyım ben tıpkı
yuvarladığım o küsuratı aşkla eşleştirirken yine de yetmiyor bildiklerim ve
bilinmezliğe kanat açıp abanıyorum kendime yükümü değil boşaltmak çuval çuval
eklediğim dertlerim.
Bazen bir rengi giyiniyorum bazense
yalnızlığı.
Bazen mevsim oluyorum ve donuyorum.
Bazen güneş olup yanıyor ve
yakıyorum.
Diri bir varlıksa bunca keramet en
azından aklımın takılı olduğu o resimde bana da bir yer ver elbet ket vuran her
ayrıntıyı yok say ve yırt sayfaları sonra da aşkı lime lime et ve dokun
yüreğine tüm insanlığın.
Gözlerin ufaldı, sevgili Kafka ve
nasıl da yanıyor canın ve ben buna vakıf iken asla sonlandıramıyorum telaşımı.
Boyutsuzluğuma takılı kancada bil ki
matemin ta kendisidir seni sevmem ve bir ihaneti dillendiren ve giydiren her
izlekte saklısın.
Sözcüklerin basireti b/ağlanmadan
gidiyorum ve bil ki ben asla da gelmedim ve var olmadım: bu da demek oluyor ki
ait olmadığım bir dünyanın karaçalısıyım yine de sonlanmıyor bunca ihtiras ve
aşk belki de kayıtsızlığımla dengeliyorum ben bu imkânsızlığı.
Gün de düştü gözümden ve geceyi de
çaldırdım o halde yaşamak artık bana haram.
Eğer ki sabaha erersem bil ki devamı
gelecektir bu mektubun sadece iyi bak kalbine ve yüzüne de iyice bir bak çünkü
gözbebeklerin büyürken küçülen evren sana çok şey anlatacak.
Yeniden görüşmek adına elbet sabaha
varırsam. Şimdi gitmeliyim.