‘’İtiraf ediyorum
Atalarımdan kalan
Bir avuç sevgiyle geçirdiğimi
Beceremem yemek pişirmesini
Çocuklara bakmasını bir de
Ben şairim sevgilim…’’(Alıntı)
Bir düş’ ün isyanıydı gece
Şiar edindiğimse hasret ve yenilgi
İçine düşülesi bir kaos ya da t/uzak
Asılı kaldığım göğün örüntüsü
Köşe bucak saklandığım
İflah olmaz hasretimle kendimden öte
bir yol
Düşlediğim.
Düşman başına aşk
Sedef kakmalı güneş
Geceye peşkeş çeken yıldız yüklü
çehrenden
Firar eden bir nida gibi ya da öfke
Uzağında aşkın
Uzamında bunca acının
İçimin dehlizi
Yolların bitimsiz geliş gidişi.
Varlıksa doldu kotan
Yokluksa ihbar eden gün ve gece
Uzağında kaldığım yalnızlığın
Olsa gerek bir bilmece.
Sınandığımda kederim
İçini devşirdiğim her hece
Devşirmendi acılar
Delik deşik cübbem
Hasretle mıhlandığım göğe
Kalburüstü sevdam
Bir masalsam kendimden
Firar edemediğim.
Bir mısra kadar kısa ya da uzun
Uzun uzadıya sevip de söyleştiğim
Her hecesinde saklı gecenin
Hücreme tıkıldığım ömrünse
Yatıya kaldığı hazan bahçesi
Eylül dediğin ne ki?
Ektiğim ince ince ve iplik iplik
Sökülen yüreğim ve dökülen her hece
Şair olmanın vasıflı vasıfsızlığı
Kekremse düşlerden örülü bir kehanet
Aşk gibi asi ve de asalet
Yüklü bir çehre
Varlığıma ket vuran her yokluk ve
yoksunluk.
İbaresi olsam ne ki mutluluğun
Bir kalemde sildiğim gözyaşı
Bir de kelamın direktifi
Kalender değildi madem mazim
Matemimle gizlendiğim
Her mahzun
Gülüşte saklıydım
En çok da sen iken görmezden gelen.