
Bir Bahçede
Sessiz bir bahçede,
Büyüyemeyen tomurcukların
gölgesiyle yürüdüm.
Bir yanımda zamanın
dikenli çarkı,
Bir yanımda unutulmuş
saatlerin paslı nefesi.
Ne eksildim kimselerle,
ne çoğaldım kendimce.
Bir ses, uzak bir kuyudan
çağırdı,
Ama ben duymadım,
Çünkü içimdeki duygular çoktan
taşlara gömülmüştü.
Kırık bir kalemin düşen
parçaları gibi,
Dağıldı içimdeki
şarkılar.
Ve ben, bir dalganın
yüzüme çarpan serinliğinde,
Yeniden doğmayı değil,
Sadece kendi halime
bırakılmayı diledim.
Bir gölgenin içinde
yürürken,
Adımlarım taşlara değil,
Kendi içimdeki boşluğa
çarptı.
Bir ses vardı,
Ama adı yoktu.
Bir nefes vardı,
Ama soluğu yoktu.
Zamanın kırık aynasında
kendimi değil,
Yitmiş yüzlerin
hatırasını gördüm.
Bir dalga vurdu, ama
deniz suskundu.
Bir çığlık yükseldi, ama
gökyüzü sağırdı.
Ve ben,
Bir yolcunun terk ettiği
han gibi,
Kendi halime bırakıldım.
Ne çoğaldım,
Ne eksildim.
Sadece durdum, sadece
sustum.
Bugün içimde yeşeremeyen düşlerimi, rüzgârın unutulmuş vadisine serpeceğim.
Bugün içimde ışığa kavuşamayan hatıralarımı, gölgelerin boş avlularına bırakacağım.
Bugün içimde kanatlanamayan dualarımı, sessiz gecelerin sessizliğinde Rabbime göndereceğim.
Mehmet Aluç
Not. “Bugünle” başlayan
son mısralarımı şiirinde” Mesut Kuntanın” “Mahşerin dört atlısı” şiirindeki
baştaki tırnak işreti içindeki metaforla aynı duygularla yazım.
Mehmet Aluç