
Vesselam
Geceyi taşıyorum içimde biriken sessizlikle
Söylenmemiş sözler nefesimin kenarında bekliyor
Zamanı seninle tanıdım yolumuz düz bir yol değilmiş
Kalbe işleyen bir ağırlık
Ne tükeniyor, ne de rahatlatıyor
Biz düşüşün sesini dinleyen iki yorgun insandık
Ne ad vardı yanımızda ne hikâye sadece sessizlik
Gözlerin bana bakardı
Tam kabul edilmemiş tam reddedilmemiş bir hâl ile
O bakışlarda buldum çocukluğumu, korkularımı
Söyleyemediğim bütün “kal”ları
Aşk sonunda küçülen bir titreşim oldu
Kalbin en derin yerinde
Utangaç bir iz gibi kaldı
Biz buna sıladan ayrılmak dedik
Aslında hasret içinde ”kal”di bilemedik
Bir gün sessizlik yorulacak,
Ve biz konuşamadığımız her şeyi birbirimizin yüzüne,
Yorgunluğumuzla bakacağız
Zaman
Kalbimizde biriken ağırlığı taşımayı öğretirken
Biz de suskunluğun içinde birbirimizi tanıyacağız
Gözlerin hâlâ orada duracak
Yarım kalmış bir duanın eşiğinde
Ben o bakışlarda çocukluğumun kırık sesini
Korkularımın kabuğunu
Ve içimde sakladığım bütün “kal”ları yeniden duyacağım
Aşk artık büyük sözlere sığmaz
Sadece içimizde kalan küçük bir titreşimdir
Ama o titreşim, bizi insan yapan şeydir
Vesselam
Mehmet Aluç