1. Şöyle güzel bir gezeyim dedim. Hava bulutlu
etraf sakin. Ama bu fazla sürmedi. Yağmur
bastırdı aniden dakikalar içinde. Zorla, kaça kaça bir yere sığındım. Şu an yağmur daha da şiddetlendi.
Karanlık bir köşeye
çekildim. Yağmur bitsin
hele bir, eve gideriz…
2. Odamdayım.
Yabancı bir müzik çalıyor kulaklarımı tırmalayan. Birileri dinlediği için dinliyorum. Dışarıda hava güneşli.
Sağanak yağmurla yıkanan yeryüzüne güneş açmış. Ama
masamda ben bu yazıyı yazarken gönlüm bulutlu.
3. Hava yine
kapandı. Günahların gölgesi mi yüzüme vuran? Yüzümü karanlık yapan arzularımın
dayanılmazlığı mı? Beni
sınırlandıran, ban kurtuluşu vaat
edene neden sırtımı dönüyorum? Yoksa döndürülüyor muyum? İnsanların yüzlerindeki günahları görmek, her
insanın harcı değil. Aynaya
baktığımda öğrendim.
4. Kütüphanedeyim.
Çok sessiz. Lambanın cızırtısından başka ses yok.
Dışarıda yağmur dindi. Hava kapalı. Sakin bir öğle sonu. Şimdi biraz
ders çalışmalıyım. Ama her şeyden en güzeli, kitap kokusu…
5. Odamdayım.
Kahvaltımı ettim. Masamda bu yazıyı yazıyorum. Biraz müzik dinliyorum. Dinlemek
istiyorum. Hava güneşli. İçimde nedensiz bir ferahlık var. Zamanın
süzgecinden geçmiş anılarım
artık beni bir usta gibi yontuyor. Önceden hamdık, sonra kek gibi kabarıp şiştik. Sonra
bir şiir tadında, bulutlu bir günün lezzetinde
sakin, ruhumuzu Yaratan’a teslim edeceğiz. Ama en
güzeli kuş sesleri…