Aidatını ödeyemedim aşkın…
Bu yüzden hacizli yüreğim!
Şimdi turşusunu kur duygularının,
Başka bedenleri doyuran dudaklarında sakla onları.
Toptan fiyatına tek seferde satmışsın yüreğini,
Faizler vadeler umrumda olur mu söylesene?
Peşin peşin terk ettin oysa ki ekim kokulu bakışlarımı,
Hani taksit taksit dökseydin tüm yapraklarını…
Bu denli yanmazdı içimin ormanları?
Sen genlerinden peydahladığın
Bir dal boyu kederi yudumlarken
Doydum ihanetinle sevgilim
Yufka yüreklilerin hamuru açılırken,
Ben modern acılar katıyorum tüm iksirlere.
Hissedemediğim boynunda ki ter kokusu sevgilim…
Hissedemediğim saç tellerinde ki şeffaf özlem!
Siperlere saklanmadan sıkıyor zaman ömrüme,
Hunharca şakağımda dağılıyor baba yadigarı bir saçma.
Tavan arasında seyre dalmışken en vahşi sevişmeleri,
Yüreğimin kusası geliyor aşktan iğrenircesine.
Yüreğimin küfredesi geliyor
Gelmişine geçmişine..
Donunu indirip üç noktaya sığınmadan!
Sen fethederken Ege nasırlı iklimleri,
Ben gönlümün karasallığında,
Gidişine yanıyorum sevgilim!
Sen hayatımın pimini çekeli,
Düşlerimde öldüremiyorum kendimi!
Günaydın anne,
Günaydın baba…
Ve günaydın dünya,
Onsuzda sabah oluyor!
Ciğerimdeki karartıları sormadan,
Yemek yemediğim öğünleri saymadan…
Bana bir iyilik yapıp,
Sırtından vurursanız bu aşkı..
İnanın bana hiç pişman olmazsınız!
Bu sabah;
Son bir ötenazi hakkım kaldı delik ceplerimde.
Bu kez,
Göz çeperlerimde ki yağmurlar ıslatacak kırmızı şalını.
Koca karı ilaçlarından medet umarcasına,
Kaynatacaksın pörçüklü ısırgan otlarını…
Ben o saatlerde,
Yüreğime enjekte ettiğin faili meçhul bir yalnızlıkla…
Geberiyor olacağım sevgilim!
Didişmelerimizin yarım kaldığı,
Sevişmelerimizin fahiş bir etiket fiyatıyla pazarlandığı…
Kekik kokusunun tükendiği vakitlerdeyiz şimdi!
Bazen aklımın pastel renklerle boyalı odalarında
Hep aynı soruyu sordum kendime.
Senin sevdandan beraat etmeyi hiç istemedim mi ben?
Veya sen mi temyize sürdün yokluğuna adanmış saniyeleri?
Küf kokan mevsimler paspal bir rüzgarı koluna takıp geliyor;
Yanıyorum, üşüyorum, donuyorum sevgilim!
Zaman piç etmiş bu yalancı şehrin aydınlıklarını,
Kasvetli bir yalnızlık içiriyorum karanlığa.
Ülkende ayaklanmalar çıkacak az sonra,
Adına demokrasi dediğin,
Sevmek fiilinden türeyen
Tüm romantik cümleler varlığını yitirecek.
Mayasıllaşmış düşüncelerin yaftalanmayacak gönül ülkende,
Bilakis sende alet olmak isteyeceksin kopan fırtınaya.
Hercai kaçışlarını da küstüreceksin elbette,
Hatta tükenişinin son demlerinde…
Benim rumuzumu sırtlanacaksın yüreğine.
Kulakların yastığın tacizine mahkum edilirken,
Gözlerim nemli bir günün sabahına uyanacak sevgilim.
Aşkın mülakatında,
Ağır geldik birbirimizin hayatlarına,
Kısaydı sevgimizin boyu.
Elendik ve sen çektin gittin!
‘’Gitme!’’ diyemedim…
Biliyorum,
Gitme deseydim,
‘’Kalacaktın…’’
KmlFrk
04:56