Buda nereden çıktı diyeceksiniz ? biliyorum …! Birkaç senedir tv deki diziler, filmler aldı başını gidiyor valla, çocukluk arkadaşlarının, can dostu olanların arasında yaşanan aşklar mı dersin, yoksa enişteye, yengeye duyulan aşklar mı dersiniz , birinin ayrıldığı kızla kardeşim dediği kişinin yaşamaya başladığı aşk mı dersiniz…
Aile yapımızda , örf ananelerimizde , yaşantımızda,çocuklarımızın ahlak, namus, arkadaşlık, dostluk , flört, nişanlılık , evlilik anlayışında geri dönüşü mümkün olmayan çöküntüler yaşanmaya başladı ne yazık ki…
Çocukluk arkadaşları arasında aşk filizleniyor, buna bir şey dediğim yok tabii ki ama gün geliyor ayrılıyorlar, bir bakıyorsun önceden sevdiği çocuğun kardeşim dediği kişiyle yani diğer arkadaşıyla çıkmaya başlıyor … Aynı evde enişte ,yenge olarak yaşayan insanlar arasında yasak aşk yaşanıyor…
Bunlar hayatımızda da yaşanan şeyler tabii ki ama çoğu ailelerin tek eğlencesi olan televizyon, bu diziler sayesinde, akşam olunca karşısına geçip izleyeceğimiz ve eğleneceğimiz televizyon olmaktan çıkıyor…
Bizim evlerimiz, temiz pak halıların serili olduğu rahatça temizliğinden emin olarak namazımızı kılabileceğimiz, yeri geldiğinde çocuklarımızla yerlere yatıp güreş tutabileceğimiz, aile filmlerinin gösterildiğinde görmeye alışık olduğumuz, misafirlerimiz yada evin babası geldiğinde, kapıda ev terliklerini ayağına uzattığımız, namusuyla, temizliğiyle ,çoluk çocuğumuzun ahlakı ile bizlerin mabedimiz saydığımız yerlerdir…
Ama artık bu mabedler, dizilerde, filmlerde yaşanan yasak aşklar, çirkin ilişkiler, çıkarsız olmayan dostlukların yaşandığı ve çocuklarımızın değişim yaşaması için gözüne gözüne sokulan, dışarıdan geldiğimizde ayakkabı ile girilen, yatağa ayakkabı, çizme ile uzanılan, alışık olduğumuz, çaylarımız yerine içkiler sunulan yerler oldu çıktı ne yazıktır ki…
Yuvalarımız artık, ayakkabı ile girilebilen, misafirlerimiz geldiğinde terlik uzatılan, ardından şeker kolonya tutulan, sıcak sohbetlerin arasına yerleşen, yüzük ,kızma birader oyunlarının oynandığı, tavşan kanı çayların yanında mis kokulu pastaların, kurabiyelerin yenildiği ,çıkarsız, önyargısız dostlukların,kardeşliklerin,komşulukların yaşandığı sıcacık temiz yuvalar olmaktan çıktı…
Evet… Evlerimiz artık Avrupa özentisi ile dayanıp döşenilen, bu özenti ile çocukların yetiştirildiği, eğitildiği,namusun hafife alındığı, ayakkabı ile girilen ,misafirlere çay yerine içki sunulan, evde yaşayan kişilerin birbirinden habersiz yaşadığı yerler oldu çıktı…. Ya da olmaya başladı…
Evimizin içine salonumuza, oturma odasına giren televizyonlar, bizim yazarlarımızın çok önceden yazdığı ama ne yazık ki senaryoya uyarlanırken Avrupa özentisi ile beyni yıkanmış senaristler sayesinde, (yeni yazılan senaryolarda da hakeza, ) bizim aile yapımıza, yaşantımıza uymayan , bunların olmaması için uğraşan kişiler de tu kaka gösterilmeye çalışılarak bizim aile yapımızı çökertmeye yönelik senaryolar oldu çıktı…
Oysa teknoloji harikası olan televizyonlar, bizler için olumlu kullanıldığında , eğitim, öğretim, gelişim için çok faydalı olacak araçlardır… Ne diyelim inşallah kaybetmeye başladığımız değerlerimiz , özümüzü tamamen yitirmeden fark edilir ve kazanma yoluna gidilir.
Benim tüm ümidim, geleceği yetiştiren anneler ve geleceğimizi eğiten eğitmenler, kurumlar olarak altın nesiller yetiştirip, çocuklarımızı eğitme adına doğru yatırımlar yaparak bizlere değerlerimizi unutturmaya çalışan, aile yapımızı, yaşantımızı kirletmeye bozmaya yönelik uğraşlar veren Avrupa özentisi kişilere, kurumlara, yapımlara dur diyebilecek duruma biran önce gelmemizdir… Allah yar ve yardımcımız olsun inşallah…